Gülhan Ünal köşe yazısı
Sevgili okurlarım, biraz geçmişe gidelim. Çocukluğumuzda eğlenmek için tükürükten baloncuk yapardık. Haydi bir deneyin, tükürüğünüzü dudaklarınızın ucuna kadar getirin ve onunla baloncuk yapmaya çalışın. Olmuyor mu? Ne değişti? Biz mi unuttuk yoksa büyüdükçe ağzımız, tükürüğümüz mü değişti?
ÇOCUKKEN HERŞEY DAHA KOLAYDI…
Çocukluğumuzda ellerimizi dahi yıkamayı unuttuğumuzda daha az hasta oluyorduk, dişlerimizi her zaman fırçalamasak da çürüklerimiz daha azdı ve dişeti kanaması diye bir şey yaşamıyorduk.
ÇOCUKLAR NÜKLEER SİLAHLARLA KORUNUR
Doğadaki birçok canlı doğduktan birkaç saat sonra birçok hayati fonksiyonunu kendi başına başarabilir. Yürüyebilir, suyunu içebilir, yemek yiyebilir. Ancak insan yavrusu uzunca bir süre bakıma muhtaçtır. Organizma da buna göre programlanmıştır. Çocuklarda immünite yani bağışıklık sistemi yetişkinlerden çok daha güçlüdür. Çocuklukta vücudumuzu koruyan askerlerden B lenfosit dediğimiz agresif ve güçlü askerler daha baskın hücreler iken yetişkinlikte T lenfosit dediğimiz daha ılımlı ve kontrollü hücreler baskın hale gelir. Bu nedenle çocukların bağışıklığı daha güçlüdür. Dengeli beslenen bir çocuk mikropla karşılaştığında kolay kolay hasta olmaz.
TÜKÜRÜK MUCİZESİ
Vucudumuzun en hassas kapıları olan göz, burun, ağız ve genital bölge özel sıvılarla korunur. Ağızda bulunan tükürüğün özel görevleri vardır. Örneğin ağız ortamında bulunan mikroorganizmalara karşı antibakteriyel, antiviral, antifungal özellikleri, dişlerin aşınmadan korunması, dişlerin mine tabakasının tamirinin yapılması, ağzın kayganlaştırılması, çiğnenen gıdaların sindirime hazırlanması, tatların alınması, diş çürüğünden korunmak için asit ortamın tamponlanması ve daha sayamadığım nice özelliği barındıran mucizevi bir salgıdır.
BALONCUK SADECE ÇOCUKLUKTA KALDI
Çocukluktan yetişkinliğe geçişle beraber vücudumuzda birçok fiziksel ve biyolojik değişiklik meydana gelir. Ağzımızın tadı bile değişti. Dilde bulunan tat tomurcukarının sayısı azalmaya başladı. Tat tomurcuklarının azalması tükürük bezlerinin de daha az uyarılmasına sebep oldu. Tükürük salgısının azalması içindeki kimyasalların oranının da değişmesine sebep oldu. Bizim kocaman baloncuklarımızı yapmamızı sağlayan müköz yani yapışkan olan musin maddesinin kompozisyonunun değişmesiyle birlikte daha seröz yani daha sulu bir tükürük haline geldi. Yani faydasını bilmeden eğlenmek için yaptığımız baloncuklarımıza veda ettik. Dolayısıyla tükürüğümüzün çocukluktaki koruyucuğunu da kademeli olarak yitirmiş olduk. Nükleer silahlarımızı da kademeli olarak yitirmeye başladık.
TÜKÜRÜK AZLIĞI
Yetişkinlikle birlikte tükürüğün fizyolojik değişimi böyledir. Ancak diyabet, menapoz, sigara kullanımı, baş boyun radyoterapileri gibi patolojik süreçler tükürük azalmasına sebep olur. Sigara paketlerinin üzerindeki ürkütücü çürük dişli görsellerin sebeplerinden biri de dişlerin bu koruyucu kalkanını kaybetmesidir.
SU İÇMEK
O zaman bir tümevarım yapacak olursak; tükürük ağız ve dişler için koruyucuysa, tükürüğün arttırılması, ağız sağlığının korunmasını sağlıyorsa, tükürüğü artırmak gerektiği sonucu çıkarılabilir. Bunun için günlük su tüketimini arttırmak, tükürük bezlerinin uyarılması için gün içinde ağıza birkaç damla limon damlatmak, ağızda küçük bir sakız parçası veya karanfil gezdirerek uyarılmış tükürük aktive etmek faydalı olacaktır. Daha ileri tükürük azlığında ise yapay tükürük denilen medikal ürünlerden faydalanılabilir.
“TÜKRÜK” DEĞİL “TÜKÜRÜK”
Bu yazı vesilesi ile toplumdaki kavram karmaşasını da açığa kavuşturmak isterim. Türk Dil Kurumu’na göre doğru yazımı, tükürmek fiil kökünden üretilen bir kelime olan “tükürük”tür. Sağlıkla kalmanız dileklerimle.