Hatice Fulya Demirci'nin köşe yazısı

Yaz yaklaşırken birçok kişinin aklında aynı düşünce dönmeye başlar: “Zayıflamalıyım.” Kışın kat kat giydiğimiz kıyafetlerin yerini hafif elbiseler alınca, aynaya bakışımız da değişir. Peki, bu motivasyonla harekete geçmek doğru bir şey mi? Kesinlikle evet, ama yöntem çok önemli.
Sağlıklı bir bedene kavuşmak, sadece estetik değil; aynı zamanda yaşam kalitemizi artıran, enerjimizi yükselten bir hedef. Ancak unutmayalım: Hızlı verilen kilolar hızlı şekilde geri alınır. Önemli olan sürdürülebilir ve kişiye özel bir beslenme düzeni oluşturmaktır.
Diyetisyen olarak en sık duyduğum cümle şu oluyor: “Yaz geliyor, 5 kilo vermem lazım!” Ben de hep aynı cevabı veriyorum: “Yaz geçer, bedenin seninle kalır.”
Zayıflamak için yapılan detokslar, tek tip diyetler, öğün atlamalar ya da moda haline gelen ‘mucize’ listeler… Bunlar kısa vadeli çözümler sunar ama uzun vadede bedeninizi yorar. Oysa biz kalıcı çözümlerden yanayız. Vücudunuzu tanıyarak, metabolizmanızı anlayarak ve yaşantınıza uygun bir beslenme düzeni oluşturarak çok daha verimli ve sağlıklı şekilde kilo verebilirsiniz.
Peki ne yapmalı?

Güne mutlaka kahvaltıyla başlayın. Çok uzun süre aç kalmak yağ yakımını değil, kas kaybını artırır.

Su içmeyi ihmal etmeyin. Metabolizmanın en büyük destekçisi sudur.

Sebze ve meyve tüketimini artırın, özellikle mevsim sebzeleriyle renkli tabaklar hazırlayın.

Hareketi artırın. Günde 30 dakikalık yürüyüş bile fark yaratır.

Psikolojik açlıkla gerçek açlığı ayırt etmeyi öğrenin.

Ve en önemlisi: Bir uzmandan destek alın.
Yaz mevsimi; enerji, yenilik ve dönüşüm zamanıdır. Bu dönüşümde bedeninize kulak verin. Kilo vermek sadece fiziksel değil, zihinsel ve duygusal bir yolculuktur da aynı zamanda. Bu yolculuğu cezalandırarak değil, sevgiyle yürümeyi seçin.
Unutmayın, önemli olan daha ince olmak değil; daha sağlıklı, daha güçlü, daha enerjik hissetmektir.