Kocaeli Müftüsü Mehmet Sönmezoğlu'nun köşe yazısı

Yüce dinimiz İslâm’ın gayesi, yüce Allah’ın en güzel ve en mükemmel biçimde yarattığı insanı dünya ve ahiret mutluluğuna kavuşturmaktır. Yüce Allah cc varlık âlemi içinde insana ayrı bir önem vermiş ve her şeyi onun hizmetine amade kılmıştır. İşte, bu özel olarak yaratılan insanın geçici ve oyalayıcı olan dünyasının süsü ve ziynetleri, ahiretinin de meyveleri vardır. Bunlardan biri de ciğer-paresi, dünyasının süsü olan çocuğudur. Çocuk anne-babadan oluşan ailede doğar, ailede büyür, ailede anne babasının elinde, çevresinde ve okullarında eğitim alır.

Aile, bir kişinin kendilerinden sorumlu olduğu, geçimlerini üstlendiği eşi, çocukları, babası, annesi, kardeşleri, yani yakın akrabalardan oluşan insan toplumudur. Müslüman için aile, bir sosyal müessese olduğu gibi, aynı zamanda dinî bir kurumdur. Âile, erkeğin eksiklerinin kadınla; kadının eksiklerinin de erkekle tamamlandığı, birbirlerinin ihtiyaçlarının temin edildiği, erkeğin de kadının sükûna erdiği, iki cinsi nikâhla kaynaştıran, Allah’ın emriyle birleştiren, bedeni sükûna, ruhu huzura erdiren bir müessesedir. Aile, küçük toplum eğitimi yaptırarak, kişiyi büyük toplum hayatına hazırlayan sevgi, saygı, şefkat, rahmet, merhamet, fedakârlık ve birlik ocağıdır. Âile yuvası okuldur, aynı zamanda mescittir; büyüklerimizin huzur bulduğu huzur evi ve çocukların büyükleriyle huzur bulduğu çocuk yuvasıdır. Hammadde halindeki küçük yavruların her yönden büyümesini sağlayan, onların şahsiyet sahibi bir insan, Allah'a kulluk bilincine ulaşan bir müslüman ve İslâm toplumunun sağlıklı bir üyesi olmaları için yetiştirip geliştiren bir okul gibidir.

E- ÇOCUK –GENÇLİK

Yüce dinimiz İslâm’ın gayesi, yüce Allah’ın en güzel ve en mükemmel biçimde yarattığı insanı dünya ve ahiret mutluluğuna kavuşturmaktır. Yüce Allah cc varlık âlemi içinde insana ayrı bir önem vermiş ve her şeyi onun hizmetine amade kılmıştır. İşte, bu özel olarak yaratılan insanın geçici ve oyalayıcı olan dünyasının süsü ve ziynetleri, ahiretinin de meyveleri vardır. Bunlardan biri de ciğer-paresi, dünyasının süsü olan çocuğudur. Çocuk anne-babadan oluşan ailede doğar, ailede büyür, ailede anne babasının elinde, çevresinde ve okullarında eğitim alır.

Aile, bir kişinin kendilerinden sorumlu olduğu, geçimlerini üstlendiği eşi, çocukları, babası, annesi, kardeşleri, yani yakın akrabalardan oluşan insan toplumudur. Müslüman için aile, bir sosyal müessese olduğu gibi, aynı zamanda dinî bir kurumdur. Âile, erkeğin eksiklerinin kadınla; kadının eksiklerinin de erkekle tamamlandığı, birbirlerinin ihtiyaçlarının temin edildiği, erkeğin de kadının sükûna erdiği, iki cinsi nikâhla kaynaştıran, Allah’ın emriyle birleştiren, bedeni sükûna, ruhu huzura erdiren bir müessesedir. Aile, küçük toplum eğitimi yaptırarak, kişiyi büyük toplum hayatına hazırlayan sevgi, saygı, şefkat, rahmet, merhamet, fedakârlık ve birlik ocağıdır. Âile yuvası okuldur, aynı zamanda mescittir; büyüklerimizin huzur bulduğu huzur evi ve çocukların büyükleriyle huzur bulduğu çocuk yuvasıdır. Hammadde halindeki küçük yavruların her yönden büyümesini sağlayan, onların şahsiyet sahibi bir insan, Allah'a kulluk bilincine ulaşan bir müslüman ve İslâm toplumunun sağlıklı bir üyesi olmaları için yetiştirip geliştiren bir okul gibidir.