Ahmet Gökmen’in Köşe Yazısı
Dün tüm ulusal basının gündemine düşen bir operasyon haberi vardı.
Herkes gibi benimde dikkatimi çekti, daha sonra haber kanalların ve tartışma programlarında konusu haline geldi.
Bolu’da İzzet Baysal Devlet Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon merkezinde görevli ortopedi doktorlarının ilaç mümessilleri ile ortak çalışarak hastaya uygulanan ilaçtan gelen kazancın yarısını aldıkları iddiasıyla 4 doktor hakkında soruşturma başlatılmış.
Bazı doktorların hastalara verdikleri her bir ilacın kupürü için ilaç mümessiline WhatsApp aracılığıyla kuğu emojisi göndererek şifreli mesaj atmışlar.
Buraya kadar her şey normal ortada işlenmiş bir suç ve kanun dışı bir haksız kazanç bunun yanında ihtiyacı olmamasına rağmen fazladan ilaç yazarak ek gelir oluşturma şüphesi var.
Habere bakarak, ne var bunda? Doktorlar ve mümessil ortak bir suç işlemiş diyebilirsiniz!
Geçen sene 2023 yılının 8. Ayında üst üste yağmalanıyoruz diye bir yazı yazmıştım, o zaman kimse bu yağmalanmayı gündemine bile almıyorken şimdi mal bulmuş mağribi gibi bu konunun üzerine atlanıyor.
TATİLDEKİ DOKTORLARI AMELİYAT YAPMIŞ GİBİ GÖSTERMİŞLER
Sayıştayın 2018 yılında yayınladığı raporda Devletin MEDULA sisteminde tespit edilen özel hastaneler Doktorlar tatil yaptığı sırada ameliyat yapmış gibi gösterip SGK’ya fatura kesmiş.
İş sadece bununla kalsa birde fizik tedavi ve rehabilitasyon işlemlerinde günlük 16 hasta limiti olmasına rağmen MEDULA sisteminde incelemelerde 976 işlem yapılarak yapılmayan tedavinin faturası SGK’ya kesilmiş.
Tüm bunların faturalandırılmış bedeli 2 milyon 634 bin lira, bunu önlemek içinde ortaya koyulmuş bir irade de yok maalesef!
Niçin bunu önlemek için bir irade yok diyorum? Çünkü SGK’nın, Sayıştay’a verdiği cevabı görünce anlıyorsunuz.
SGK Sayıştay’a cevaben; Mevzuatın belirtilen hususlarla ilgili kontrol gereği öngörmediğini ve abartılı işlem sayıları gibi suiistimallerin önüne geçmek için risk analizi ile inceleme modeline geçilmesini düşünüldüğünü, ifade ediyor.
Efendiler düşünürken bizler vergilerimizle zaten bu borçları ödemiş olacağız.
Asgari ücrete zam yapmayı önemli bir görev gibi pazarlıyorlar millete, Tereyağının fiyatı olmuş 450 lira en ucuz sütün kilosu olmuş 35 lira, yumurtanın tanesi olmuş 5 lira.
KANSER İLAÇLARI ÜZERİNDEN YAPILAN VURGUN!
Daha önce de yazmıştım şimdi konusu geldiği için tekrar hatırlatmakta fayda var.
Sayıştay raporlarına göre; Türkiye de satışına izin verilen ithal 12 adet ilacın izin verilen satış fiyatlarıyla, satılan fiyat arasında ki farkı ortaya koyarak sağlık sisteminin çökme noktasına geldiğini vurgulayan yorumlar yapmış.
İlaçları ithal eden firmanın %90’nı aynı firma Sayıştay’ın verilerine göre birkaç tane örnek verecek olursak konuyu daha iyi anlamış olacaksınız.
Takeda adlı firma 281 kutu Ninlaro 2.3 mg 3 kapsül ilacı CLINIGEN firmasından ithal ediyor, gümrük giriş fiyatı 468.56 TL pekala bu ilacın Türkiye satış fiyatı ne kadar biliyor musunuz?
Tam 21 bin 693 TL yani arada ki fark yüzde 4530 kat.
Amgen adlı firma Blincyto 38.5 McgLiyofilize Toz içeren 10 ML ilaç ithal ediyor, ilacı Türkiye gümrük fiyatı 160.68 TL Peki yine Türkiye satış fiyatı ne dersiniz? 6 bin 862 TL yani arada ki fark yüzde 4271 kat.
Ve bu ilaçların çoğu kanser ilaçları, Kanser ilaçlarıyla şifa değil adeta zulüm yapılmış.
Şimdi Sayıştay raporu gerçekleri ortadayken hiçbir şekilde hukuk işlemiyorken, bu olayı ön planda tutmak işledikleri suçların üstünü örtme çabası değil de nedir?