Ahmet Gökmen'in köşe yazısı
Geçtiğimiz gün Kocaeli Stadyumu’nda maç başlamadan bitmişti zaten.
Milli arada kenetlenerek çalışan takım, sosyal medyada müthiş bir birlik organizasyonu… Yönetimin zirve yapmış kazanma arzusu ve tüm kent, maç günü şehir merkezinde yeşil-siyah renklerle rengârenk.
Kapasite 38 bin, maça gelen 32 bin seyirci… Protokolde kendine yer bulamayan belediye başkanları, basın tribününden maçı seyrediyor.
İnanın, ilk yarı Sakaryaspor 3 gol atmış olsa bile ikinci yarı maçı 4-3 yapar, yine kazanırdık.
İnanmış adamların karşısında kimse duramaz. Sakaryaspor Teknik Direktörü İlker Puren'in de itiraf ettiği gibi, bu tür maçlar coşkuyla, inançla ve savaşarak kazanılır.
Maç bitene kadar sahada mücadele eden Kocaelispor vardı, maç bitene kadar tribünde mücadele eden taraftar vardı.
En önemlisi de maçın atmosferini kaldırabilen, kendinden emin, verdiği kararlarda güven veren bir hakem vardı.
Akbaba gibi bekleyen, maçta olaylar çıksın diye gözleyenlere, belki Kocaelispor büyük cezalar alır diye umanlara malzeme vermedi.
İsmet Taşdemir, Bodrumspor ile şampiyonluklar yaşadı ama böyle bir atmosferde daha önce hiç maça çıkmamıştı. Basın toplantısında da bunu özellikle vurguladı.
Kocaelispor, dün akşam sadece Süper Lig’e çıkacağını göstermedi. Kocaelispor, Süper Lig’e çıktığında eski Kocaelispor’un gücünün nelere kâdir olduğunu da gösterdi.
Bu başarı sadece birkaç sebebe bağlı değil. Basın toplantısında Erdem
Övünç de İsmet Taşdemir’e bunu hatırlattı.
Sakaryaspor maçı öncesi, Kocaeli basınının takımla beraber oyun planıyla ilgili yaptığı kurgusal haberler, birliğin ve beraberliğin sadece sahada top oynayan oyuncularla değil, tüm camiayla olduğunu gösterdi.
Bandırmaspor maçını kazanırsak artık şampiyonluk şarkılarını söylememiz bizim için erken olmaz diye düşünüyorum.
Rakiplerimiz de kendi aralarında oynayacakları zorlu maçlarda mutlaka puan kayıpları yaşayacaktır.