Çetin ÇILDIR'ın Köşe Yazısı

Siyaseti dikkatle izleyenler için sürpriz olmasa da, erken seçim kararı belirli çevrelerde şok etkisi yarattı. Bu şok etkisini yaşayanlar arasında hayatını siyasete adamış insanların olması ise şaşırtıcı bir durum.

24 Haziran seçimleri muhalefet kanadı üzerinden yorumlanması gereken bir seçim. Bir değişim olacaksa bunu başarması ve seçmeni inandırması gereken kesim muhalefet kanadı. Bu analizi muhalefetin adayları üzerinden yapabilmek henüz mümkün değil.

Muhalefetin amiral gemisi CHP seçime 51 gün kalmasına rağmen henüz aday açıklaması yapmadı. 15 günlük bir süreyi Sayın Abdullah Gül'ün adaylık senaryoları ile geçirdiler.

Sayın Abdullah Gül 24 Haziran seçimlerinin tasfiye edeceği siyasi aktörlerin ilki oldu. Sayın Gül adına bu süreci kimler yönetti bilmiyoruz ama şu tespiti yapabiliriz.

Dün hem iktidar kanadı, hem muhalefet kanadı açısından değerli bulunan Sayın Abdullah Gül, bugün her iki kanat açısından değersiz hale gelmiştir. Sayın Gül artık cuma namazı çıkışlarında konuşacak bir gazeteci bulamayacaktır.

CHP'nin Cuma günü açıklayacağı aday adayı, Sayın Gül operasyonu olmadığı için belirlenmiş ve ikinci tercih pozisyonuna düşmüştür.

Bu izlenimi silmek için sadece 50 günü vardır. Muhalefet seçim sürecine 15 vekil transferi ile kendi açısından iktidar kanadına gol atarak başlamış, Sayın Abdullah Gül operasyonu ile ise kendi kalesine gol atarak skoru eşitlemiştir.

Muhalefetin seçim stratejilerinin en önemli ayağı demokratik parlamenter sisteme geri dönüş olduğu ortadadır. Tek adam rejimi istemeyen ve bu nedenle referandumda hayır diyen yüzde 48,5 blok olarak tanımladıkları bu grubu bir arada tutabilmek için, yeniden sistem değişikliği en önemli vaat olarak ortaya çıkmaktadır. Bunun da tercümesi şudur.

Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a biz eski sistemde birçok seçim kaybettik, ilk kez yeni sistemde seni yenebilirsek, yenilmek için eski sistemi tekrar geri getireceğiz. Özetle her iki durumda da Sayın Recep Tayyip Erdoğan kazanmış olacaktır.

Muhalefet kazanırsa parlamenter sisteme geçilecek (Bunun için mecliste gereken çoğunluğu nasıl sağlayacak bilmiyorum ama) ve ikinci parti ile arasında en az yüzde yirmi fark olan Sayın Erdoğan tekrar Başbakan olacak veya seçimi kazanarak Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ilk cumhurbaşkanı olacaktır. Muhalefetin bulduğu mucize formülün açılımı budur.

İkinci strateji ise seçim kararı alınmadan görüşmelerine başlanan (SEÇİM GÜVENLİĞİ) konusu. Sosyal medya üzerinde yayılan oylar çalınacak, 12 milyon mühürlü oy var, seçimde hile yapılacak mesajları da iktidarın çok memnun olacağı bir strateji. Muhalif çevreler de çok paylaşılan bu mesajlar insanların sandığa gidip iktidarı devireceğine olan inançlarını ve motivasyonlarını kırmaktadır.

Seçmen iseniz ve bunlara inanıyorsanız oy verdiğiniz parti'nin il ve ilçe başkanlıklarına gidin ve deyin ki eğer sandıklara sahip çıkamayacaksınız bu koltuklarda neden oturuyorsunuz?

Muhalefet kanadı en azından seçim bitene kadar bu konuyu işlemek yerine sandık başlarına yeterli görevli teminine odaklanması gerekmektedir.

Bir diğer gözlemim de iktidarın başarısızlıklarına dair mesajların yanına, çözüm önerileri için yeterli zamanın ayrılmaması. 16 yıllık iktidarı eleştirmek için 50 gün yetmez. Bu halk sadece eleştirene oy vermez, yeni Türkiye için hayallerinizi söylemeniz ve toplumu ikna etmeniz gerekiyor.

Nasıl yapacağınız, kiminle yapacağınız ve ne kadar sürede gerçekleştireceğinizi iyi bir aday adayı ile anlatmalısınız. Maç başladı ve maçın ilk çeyreğinde sahada olamadınız, halk belirsizliği sevmez hatalarına rağmen sırf istikrar için, 7 Haziran seçimleri sonrası yüzde 8’lik bir seçmen kitlesi 3 ay sonra tekrar iktidara oy verdi.

İyi Parti tarafından baktığımızda ise daha yeni kurulmuş bir parti olmalarına rağmen bir Cumhurbaşkanı adayları var. Dezavantajları seçimin çok erkene alınmış olması. Bu seçim onlar açısından siyaset sahnesindeki gelecekteki yerlerini belirleme açısından önemli. İkinci handikapları da çıtayı çok yükseğe koymaları. Her şeye rağmen muhalefet cephesi için belirleyici bir faktör oldukları gözleniyor. Bu belirleyiciliğin boyutlarını da bu seçim gösterecek.

Son söz;

İttifak yasası ile yeni bir süreci gözleyeceğiz. Müttefiklerin ile aynı zamanda rakip olma duygusu bu seçimlerde ilk kez yaşanacak. İlginç bir deneyim olacak teşkilatların uyumlu bir seçim dönemi geçirmesi nasıl sağlanacak. Seksenler dizisinin efsane karakteri Butik Ali'den Bir alıntı ile bitirelim.     

<< Bana her şeyi de!!!

-Parlamenter sisteme geri döneceğim

-Seçim güvenliği yok

 DEME !!