Züleyha Abdülbakioğlu'nun Köşe Yazısı

Her ne kadar adını “alternatif tıp” diye duyuyor olsak da itibar etmeyiz zira tıbbın alternatifi olmaz. Dil önemlidir, kastedilenin doğrusu “geleneksel ve tamamlayıcı tıp” ifadesidir ki kısaca GETAT diyoruz. (Farklı ülkelerde halk hekimliği, doğal tıp, folklorik tıp,  bütünsel tıp,  destekleyici tıp ve entegratif tıp gibi isimler de kullanılmakta.)

Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımlamasına göre geleneksel tıp: “Fiziksel ve ruhsal hastalıkların önlenmesinde, teşhis edilmesinde, tedavi edilmesinde,  sağlığın korunmasında ve iyileştirilmesinde farklı kültürlere özgü teoriler,  inançlar ve deneyimlere dayanan bilgi, beceri ve uygulamaların toplamıdır.”. Dünya üzerinde GETAT;  akupunktur,  homeopati,  ozon tedavisi,  oksijen tedavisi,  mezoterapi,  masaj,  hipnoz,  ayurveda,  aromaterapi,  yoga, kriyoterapi, meditasyon, osteopati, reflekseloji, kaplıca tedavisi, termal tedavi, SPA tedavisi, hidro terapi, müzikoterapi gibi  çeşitli  yöntemlerle  uygulanmaktadır.

Akupunktur tedavisinin bilimsel yöntemlerle yapılmasını sağlama amacıyla 1991 yılında düzenlenen “Akupunktur Tedavi Yönetmeliği” Türkiye’de GETAT alanındaki ilk düzenleme. 2012 yılında ise Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Daire Başkanlığı kuruldu. Ve 2014’te resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren bir Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliğimiz var.

Nisan 2023 tarihi itibariyle Şehir Hastaneleri, Eğitim Araştırma Hastaneleri, kamu ya da vakıf üniversite hastaneleri olmak üzere toplam 73 GETAT merkezimiz var. Bakanlıkça yetkilendirilmiş eğitim merkezlerinden sertifikalı eğitim alan uzmanlar GETAT alanında tedavi hizmeti sunabiliyor. Burada önemli olan bir şey var: hekimlerin kendi tıp unvanları dışında her ne sertifikaya sahip olursa olsun başka bir unvan kullanmaması gerektiği. Örneğin “Akupunktur Uzmanı” diye bir uzmanlık dalı yok, böyle bir kullanım doğru değil. Mevzuatça tıpta veya diş hekimliğinde kullanılabilen uzmanlık dalları bellidir ve GETAT uygulamalarını kapsayan sertifika isimlerinden yeni unvanlar türetip kullanmak uygun değildir diyor Bakanlık.

Şu bir gerçek ki hem Türkiye’de hem de dünyada GETAT uygulamalarına karşı insanların ilgisi giderek artıyor. Ülke yönetimleri de mevzuatıyla kurullarıyla konuya bir standart getirmeye çalışıyor.

Fakat!

GETAT’a olan ilgi iyi bir şey mi sorusunun cevabı muamma… Modern tıbbın “yerine konmaya” çalışılan bir geleneksel tıp hepimize zarar verir. Bilimsellikten ve iyi niyetten uzaklaşmış bir “ticari pazar” riski mevcut. Pandemiyle tetiklenen, salgınlarla virüslerle başa çıkmada insanların içine düştüğü kaygılı arayış ortamında kontrol ve denetimi ihmal edilmiş bir GETAT dünyası uzun vadede daha büyük sorunlara yol açabilir. Sağlık okuryazarlığı düşük toplumlarda henüz modern tıbbın gereklerine olan kayıtsızlık ortadayken, geleneksel tıbbın ‘pazarlanıyor’ olması düşündürücü.

Bu arada Meme Kanseri Farkındalık Ayı olan Ekim geldi. Her ay evde kendi kendine elle muayene başta olmak üzere bir Genel Cerrahi Uzmanına muayene olarak, gerektiğinde meme ultrasonu ve / veya mamografimizi yaptırıp doktorumuzla kontrol altında kalarak erken teşhis ve tedavi için ihmalkârlık etmeden hareket ediyoruz değil mi? Malum, modern hastalıkların tedavisi geleneksel yöntemlerle mümkün olmuyor…