Bahir Azak'ın Köşe Yazı
Bir ülkede yapılacak eğitim reformunun, kendi bilgi birikiminin yanına mevcut ihtiyaçları ortaya koyarak şekillendirmesi gerekir. Geçmişten bu güne eğitim öğretim sistemi maalesef taklit edicilik üzerine kurulu, sürekli müfredat değişikliği ile giderilmeye çalışılmıştır.
Bir eğitim reformu başlatılacak ise okul öncesi eğitimden başlayarak İlkokul, Ortaokul, Lise ve Üniversite eğitimini kapsayacak şekilde, devamlı olmalıdır. Şöyle ki; Okul öncesi eğitimden başlayacak bir öğrencinin Milli ve Manevi değerlere bağlı, yeteneklerine göre gelecek dönem süreci oluşturulmalıdır.
Türkiye’de maalesef bu süreç, ebeveynlerin isteğine göre “benim çocuğum şu olacaktır” mantığına göre gitmektedir. Ülkemizde eski süreçte düz lise, şu an ki süreçte Anadolu Lisesi sayısının fazla oluşu bunu kanıtlar niteliktedir.
Oysa ki ortaokuldan başlayarak Mesleki Teknik yönlendirmeleri başlatılsa, Lise eğitiminde yeteneğe göre yönlendirmeler olsa ara eleman ihtiyacı ortadan kalkar. Sanayi ve üretim sektörünün nitelikli insan gücü oluşur. Böylece sadece sanayi ve üretim alanında değil, kendi işini kuracak bireyler içinde bir çok iş alanı oluşur. Her mahallede emin olun ki çok rahat şekilde elektrikçi, camcı, dekorasyoncu, mobilya tamiratı vb. gibi bir çok küçük esnaf oluşur. Bu oluşumda her bir esnaf yanında birkaç kişiyi çalıştırdığında işsizlik denilen kavram ülke gündeminden kalkar. Böylece ülkemizin hizmet sektörüne dayalı ekonomisi, sanayi ve üretim ekonomisine dayalı modele dönüşür. Ayrıca Yüksek Öğretim eğitimi de buna göre şekillenir.
Ancak eğitim reformu sadece belli alanlarda, mesela müfredata bağlı kalırsa biraz daha somutlaştırırsak; her defasında “eğitim reformu eşittir ders kitapları değişsin” şeklinde olursa sadece “benim çocuğum şu olsun” a döner. Maalesef süreç her tarafta Anadolu Liselerinin yoğunluğu, Özel Dershane veya modern adıyla kurslara dönüşür. Bununla birlikte sayıları artacak bir sürü üniversite ve buralardan mezun olan milyonlarca işsiz nüfus oluşur.
Şimdi sürecin içerisini ve nasıl olacağını buradan anlatmaya çalışsak emin olun ki yüzlerce sayfa oluşur. Dolayısıyla kısaca özetlemeye çalıştık.
Sonuç şöyle olmalı; Bu işin fikrini verecek olanlar, işin erbabı olan sürecin mutfağından gelenler olmalıdır.