Ahmet AKÇAALAN'ın Köşe Yazısı
Kolay kolay övgü yazabilen bir gazetecilik anlayışım yok.
Hatta zaman zaman bu konuda eleştiriliyorum.
Ne biliyim tavuk yumurtladı diye alkışlayamam, tavuğun görevi yumurtlamak gibi geliyor bana. Yine de güzel gelişmeleri dilim döndüğünce hep yazmaya çalışıyorum.
Çok işlendi ama perde arkasını, sürecini ilk defa okuyacaksınız.
Konumuz; Darıca Gebze metrosunun bakanlığa devri.
Üç önemli soru var.
Bu kentin geleceğini esaret altına alın bir konudan, 5 milyar TL yükten nasıl kurtulduk?
Türkiye’nin bazı büyükşehir belediye başkanları nasıl Kocaeli’yi örnek göstererek, projelerini bakanlıklara devretmek istiyor?
Bugün Bursa yerel basını Kocaeli’yi, Tahir Büyükakın’ı neden manşetlere taşıdı?
Bu soruların cevabı Tahir Büyükakın.
İşte bugün size ‘Sezer’ın hakkı Sezar’a’ çizgisinde bir yazı yazacağım.
Yazılarımı okuyanlar Büyükakın konusunda eleştirileri hep okumuştur. Bugün ise size sıkıntılı bir sürecin nasıl tereyağından kıl çeker gibi halledildiğini anlatacağım.
Geçtiğimiz günlerde Ankara’da Tahir Büyükakın’ın da katıldığı Cumhurbaşkanı Erdoğan öncülüğünde gerçekleşen toplantıda neler olduğunu öğrenmek için çok çaba sarf ettim.
O toplantıda diğer büyükşehir belediye başkanlarının nasıl Kocaeli’ye yapılan desteği örnek göstererek, kendilerine destek istediğine ulaştım. Düşünün bütün büyükşehir başkanları Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aynı masada ve Kocaeli konuşuluyor, Kocaeli örnek gösteriliyor. Pek çok büyükşehir belediye başkanı kendi şehirlerindeki büyük projelerin devri ile ilgili Cumhurbaşkanıyla temas kurmak için inanılmaz gayret gösteriyor fakat eli boş çıkıyor.
Kocaeli’de ne oluyor?
Yaklaşık 5 Milyar TL’lik maliyeti olan Darıca-Gebze Metro Projesi Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na devrediliyor.
Ve meseleyi devlet işleyişini çok iyi bildiğini düşündüğüm biriyle masaya yatırdık.
Duyduklarım beni çok etkiledi.
Darıca-Gebze metrosunun devri öyle basit bir olay değildir.
Bu mesele öyle “ha deyince olacak, ben olsam ben de devrederdim” diyecek basit bir iş değil. Bu devir iktidar partisinden olduğu için gerçekleşti gibi bir yaklaşım, sürece haksızlık olur. Ak Partili olan büyükşehir belediyeleri sırada bekliyor. Bakın Bursa’ya bugün Kocaeli’yi Tahir Büyükakın’ı konuşuyor.
Şehrin 5 milyarlık projesinin maliyetini devletin kasasına aktarmayı Kocaeli hakediyor.
Bana sorsanız Kocaeli hep veren oldu, tabi ki Ankara’ya devredilecek bunu hakediyor derim. Ama devlet aklı öyle çalışmıyor. Siz devlete gidip de bak Kocaeli üreten şehir, Kocaeli Türkiye’ye bakıyor, bu projeyi üstlenmelisiniz gibi bir yaklaşımla sonuç alamazsınız.
Burada işleyiş tamamen farklı.
İşte Tahir Hoca’yı burada kutlamak gerekiyor.
Bu süreci yönetirken ortaya koymuş olduğu performansla “Devleti ailye’den” olduğunu çok net bir şekilde ispatladı.
Bugün belediyelerin en büyük çıkmazı finans. Pek çok şehirde böylesine büyük projeler askıya alınmış durumda.
Şimdi ise her belediye başkanının hayali ve amacı büyük projelerini DEVLET’in üstlenmesini sağlamak.
Ama şimdiye kadar bunu başarabilen yok. Mevcut başkanların Kocaeli’yi emsal gösterip kendi şehirlerinde aynı neticeyi alma çabalarının beyhude olduğunu çok iyi kaynaklardan öğrendim.
Gebze-Darıca metro projesinin devri ile Tahir Hoca çok erken yol almış ve bürokratik süreci adeta ilmik ilmik örerek bu neticeyi almış.
Maliye Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı’nda alt yapıyı oluşturmuş önce. Konu Cumhurbaşkanına geldiğinde zaten mesele olgunlaşmış, bakanlar ve bürokratların itiraz edeceği hiçbir boşluk bırakmamış Tahir Hoca.
Bu süreçlerde sadece Cumhurbaşkanına meseleyi aktarmanın netice vermediğini söylüyor devlet işleyişini bilenler.
Siz Cumhurbaşkanına konuyu aktarabilirsiniz ama işin muhatabı Bakan’ın ‘efendim ama ‘’ diye başlayan bir cümlesi bir daha dönüşü olmamak üzere konunun kapanmasına sebep oluyor.
İşin muhatabı bakan ise bürokratlarından alıyor ilk bilgiyi.
Yani ‘’bir zincirin gücü en zayıf halkasının gücüne eşittir’’ misali hiçbir zayıf halkayı boşa çıkarmayacak bir sürece imza atmanız gerekiyor.
Ben Ankara’daki kaynağımdan meseleyi bu yönüyle dinleyince, bu başarıyı Kocaelililerin de bilmesi gerektiğini düşündüm.
Benim ana gayem Sezar’in hakkını Sezar’a verebilmek.
Bir de gizlemeyeceğim,
Hangi parti olduğu umurumda değil, dışarıda Kocaeli konuşulunca, Kocaelili isimler bir yerlere geldiğinde gururlanıyorum hatta biraz gaza geliyorum.
İçeride eleştirmeye, yeri geldiğinde kavgaya hep varım.
Ancak iş ilimiz dışında Kocaeli olunca çok mutlu oluyorum.
Bir siyasetçimiz ulusal medyaya konuk olunca, Kocaelispor, pişmaniye ülke gündemine oturunca yüzüm gülüyor. Pahalı olmasa daha çok sahipleneceğim ama şu Osman Gazi Köprüsü bende daha farklı.
Çünkü burada…
Hatta kardeşim, Kocaeli’nde uzun zaman beraber çalıştığım meslektaşım, İlter Yeşiltaş, ulusal medyada ekrana çıkınca dünya benim oluyor.
O yüzden Bursa’da da Kocaeli’nin konuşulması beni çok gururlandırdı.
Birbirimize en azından Kocaeli adına teşekkür etmek zor olmamalı.
Teşekkürler Tahir Büyükakın,
Bu kentin geleceği adına teşekkürler….