Ahmet AKÇAALAN'ın Köşe Yazısı

Kimse kusura bakmayacak.

Yeri geldiğinde zaten eleştiriyoruz.

Eleştirinin bir sınırı olacak.

Neyin, nereye gittiğini herkes bilecek.

Diyanetin makam aracını eleştirdik,

Bazı fetvaların hayal kırıklığı olduğunu yazdık,

TOKİ kredisi fetvasına yönelik yazılarım hala orada duruyor.

Camilerde namaz kılmak yasakken, Ankara’da bir grupla namaz kılınmasını eleştirdik.

Ancak Diyanete “eleştiri” maskesi altında İslam düşmanlığı yapmanıza müsaade etmeyiz.

Bu topraklar buna müsaade etmez.

Siyaset yerin dibine batsın. Ancak Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın söylediklerinden ganimet bulmuş gibi sevinmenize, hakaret etmenize sessiz kalamayız. Saldıranların amacının Ali Erbaş olmayıp, İslamiyet olduğunu görmemek için aptal olmak gerekir.

Hristiyanlık ve Yahudiliğe saygı ve hoşgörü ile yaklaşanlar konu İslamiyet olunca demediklerini bırakmıyorlar. Hoşgörü bekliyorsanız hoşgörü ve saygı göstereceksiniz. Sizin dinle derdiniz yok sizin derdiniz İslamiyet ile…

Şu cümleniz "Çağlar öncesinden gelen ses" sizin fikriniz ve zikrinizdir.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ankara Hacı Bayram Camii'nde hutbesinde tepki gösterilen kısmı burası;

"İSLAM ZİNAYI EN BÜYÜK HARAMLARDAN KABUL EDİYOR. LÛTÎLİĞİ, EŞCİNSELLİĞİ LANETLİYOR"

"Ey insanlar! İslam zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lûtîliği, Eşcinselliği lanetliyor. Nedir bunun hikmeti. Hastalıkları beraberinde getirmesi ve nesli çürütmesidir, bunun hikmeti. Yılda yüzbinlerce insan gayri meşru ve nikahsız hayatın islamî literatürdeki ismi zina olan bu büyük haramın sebep olduğu Hiv virüsüne maruz kalıyor. Geliniz bu tür kötülüklerden insanları korumak için birlikte mücadele edelim"

Bunda ne var?

Onlarca Müslüman bu hataların içerisine düşmüş de olabilir.

Yarın ne olacağımızın garantisi var mı?

Mesele burada bir uyarıcı olma vazifesi.

Sayın Erbaş’ın söylediği her kelimenin altına imzamı atıyorum.

Bugün Sayın Erbaş'ın yanında olma zamanı.

Ne yazık ki bu ülkede özgür düşünce, hoşgörü kelimelerine sığınarak birileri İslamiyet’e saldırıyor.

Bu saldıranlara karşı Kocaeli’de tek açıklama yapan ise Kocaeli Ülkü Ocakları Başkanı Av. Yunus Emre Kurt oldu.

İSLAM'IN EMİRLERİ VE YASAKLARIDIR

Kocaeli Ülkü Ocakları Başkanı Av.Yunus Emre Kurt yaptığı yazılı açıklamada;  “Diyanet kendi düşüncelerini değil, zamanın ve mekânın yaratıcısı Allah’ın hüküm ve emirlerini ifade etmiştir. Diyanet İşleri Başkanı okuduğu hutbede; Sarhoşluk verici maddeler ve uyuşturucu ile mücadele edelim. İslam, lûtîliği, eşcinselliği lanetliyor. Allah indinde Din İslam’dır. İslam neyi haram kıldıysa onda kötülük ve insana zarar, helal kıldığı şeylerde de temizlik ve insana fayda vardır…İfadelerini kullanmıştır. Bütün bunlar Yüce Dinimiz İslam’ın emirleri ve yasaklarıdır.

BU İFADELERİ KINAYANLAR SUÇ TEŞKİL ETMEKTEDİR

Ne yazık ki bu ifadeleri kınayan kurumlardan biri olan Ankara Barosu da açıklamalarında defalarca hataya düşmüştür.Bu hatalardan biri Sesi çağlar öncesinden gelen ifadesidir. İslam’ın sesi çağlar üstüdür. Her daim canlı ve güçlüdür. Diğer bir hata Diyanet’in ifadelerinin nefret suçu oluşturduğu yönündeki tespittir. Diyanetin yukarıdaki ifadeleri nefret suçu oluşturmaz ancak bu ifadeleri kınayan hadsiz ve yersiz açıklamalar suç teşkil etmektedir.  Ankara Barosunun bu yanlış söylemlerine karşı en güçlü tepki diğer illerimizin barolarından gelmelidir. Ramazan-ı Şerifi yaşadığımız bu mübarek günlerde herkese selamet ve akıl ile gönül ferahlığı diliyorum.

Şimdi ben görmedim açıklama geçildiyse haberim olmadı;

Gazetelere baktım, maillere baktım bir tane açıklama görmedim.

Şimdi soruyorum;

Konu Ak Parti ile alakalı olunca anında açıklama yapan KİHMED, MAZLUMDER, İlim Yayma Cemiyeti, Anadolu Gençlik Derneği, Ensar, Kocaeli Gönüllü Teşekkülleri, TÜGVA neden bir açıklama geçmiyorsunuz?