Ahmet AKÇAALAN'ın Köşe Yazısı

Yakından takip eden okuyucularımız bilir.

Analiz ve öngörüler üzerine bir gazetecilik çizgim var. Ve bu inanın çok zor. Çünkü birkaç analiziniz gerçeğe dönüşmezse madara olursunuz. Kocaeli’nde büyükşehir noktasında Nevzat Doğan ile Tahir Büyükakın’ın siyasi olarak yarıştığını aylar önce yazdım. Sayın İbrahim Karaosmanoğlunun dördüncü dönemi olmayacağını 1 yıl önce ifade ettim ve Tahir Büyükakın aday olacağını ilk Kocaeli’nde duyurdum.

Bunun gibi onlarca yazım var.

31 Mart seçimi için son gün köşe yazım orada duruyor. Büyük bir risk aldık. Ve resmen sonuçları bir gün önceden yazmışım.

11’e 1 değişimini ilk köşeye taşıyan isim oldum.

Bu yazdıklarım kolay gibi geliyor ama ne kadar zor olduğunu ben biliyorum. Biz sadece gazetecilik yapıyoruz. Ve işimize dertleniyoruz.

Ak Parti Kocaeli İl Başkanı belli olacağı gece birlere kadar il binasındaydım. Gazeteci olarak kimse yoktu.  O gece Sayın Tahir Büyükakın aracına binerken kimsenin aklına gelmezken Mehmet Ellibeş’i söyledim. Canlı yayında risk aldım “Mehmet Ellibeş’e hayırlı olsun” dedim.

İnanın temel kaynağımız büyük büyük sermayeler, iş adamları değil sadece güven ve çok çalışmak. Ak Partili belediye başkanlarını canlı yayına alıyorum, en zor soruları Ak Partili yöneticilerden alıyorum. Ve o yöneticiler bir ömür bende saklı kalacağını biliyorlar.

İnsanlar şahsıma ve bu gazeteye güveniyor.

Bu gazetede bir tane şöyle sırıtan bir övme, savunma asla göremezsiniz. Bir meslektaşımız köşe yazar, haber yapar ardından veya üç gün sonra biz tersini savunmayız. Reklam derdimiz yok rızkın Allah’tan geldiğine tabiyim. Ancak bizim ayakta durmamızı sağlayan, bize destek olan kişilerle tabi ki sonuna kadar omuz omza yürüyeceğiz.

Bunları yazmamın sebebi…

Kişisel meselelerle asla gazeteciliğimizi karıştırmayız, karıştırmadık.

Benim kişisel meselelerimle, Bugün Kocaeli’nin yayın çizgisi dahi aynı değildir. Bakın Serkan Üldeş’in, İbrahim Karaosmanoğlu röportajı günlerdir konuşuluyor. Kimisi çıkmış o röportajı Karaosmanoğlu’nun geleceğine dair, siyasi noktalara polemik oluşturma çabasına bağlamış. Bu röportaj tamamen gazetecilik başarısıdır, bu başarı Serkan Üldeş’indir.

Sayın İbrahim Karaosmanoğlu, genç bir gazetecinin heyecanını görmüş, sözünü tutmuştur.

Biz şehrin siyasi aktörlerini sürekli mercek altında tutarız. Bunlardan biri şehrin son 15 yılına damgasını vurmuş İbrahim Karaosmanoğlu’dur. 

Sayın Karaosmanoğlu çok samimice açıklamalar yaptı. Ağzından çıkan her kelimede tecrübesi ve yılların birikimi okunabiliyordu.

Ne dediyse onu yazdık…

Bence çok kıymetliydi aktardıkları.

Yorum katmadık.

Şimdi işin can alıcı kısmına geliyorum.

Bu açıklamalar hemen tersinden okundu.

Magazinleştirildi.

Her şeyi çok açık yazacağım. Benim kişisel kırgınlıklarım olabilir onlar ayrı. Rahatsız olduğum kısmını siz değerli okuyucularımla açıklıkla paylaşacağım. Seversiniz ya da sevmezsiniz, şehrin son 15 yılına damgasını vuran bir aktörü yok sayamam. O da bahçesinde çapa yapıyormuş demem. Böylesine önemli bir aktör her dönem önemlidir.

Yani demem o ki biz işimizi yaptık.

Buradan kalkıp da fitne çıkartmaya çalışmak, eski yeni başkan arasında, cephe oluşturmaya çalışmak gayrı ahlakidir. Karaosmanoğlu’nun dediklerine dair, karşı cepheler açmak, bu yönde algı oluşturmak doğru değildir.

Burası çok önemli bizi Ak Parti içerisinde fitne ekiyormuş gibi yansıtmak ayıptır.

İşimizi yaptık. Nitekim bugün Sayın İbrahim Karaosmanoğlu aradı. Kendisine röportaj için tekrardan gönülden teşekkür ettim. Röportaj sonrası şehirde oluşturulmak istenen bu havadan Karaosmanoğlu’da rahatsız olmuş ki Tahir Büyükakın konusuna dikkat çekti; “Verdiğim röportajın arkasındayım. Söylediklerim yazılmış. Bir konu var ki, biz Tahir Büyükakın’a her dönem destek olduk. Bizim Büyükakın ile sorunumuz olamaz. Bir konu varsa direk kendisine söyleriz. Öyle kötü olalım gibi bir durum asla söz konusu olamaz. Ben inanıyorum ki Tahir Büyükakın çok güzel işlere imza atacaktır” ifadelerini kullandı.

Sayın Karaosmanoğlu’na bu konu dışında kendi kırgınlığımı ifade ettim. Sözleştik önümüzde ki haftalarda nasip olursa bahçesinde çay içeceğiz.

İşin özü anlatmak istediğim şu;

Sayın Karaosmanoğlu’nun samimi açıklamalarını sanki Tahir Büyükakın’a verip veriştiriyormuş gibi yorumlamak birilerinin işine gelebilir. Son tahlilde ikisi aynı davanın mensubudur. Yönetimlerine dair farklılıklar olabilir. Ama bu birbirlerine düşman oldukları anlamına gelmez. Eğer ikisi birbirine düşman olacaksa ki böyle olacağını düşünmüyorum. Bizi bu düşmanlığın mimarı olarak göstermeye çalışanlar büyük bir gaflet içerisindedir.

Biz hep aynı yerdeyiz.

Sadece gazeteyiz.

Sadece gazetecilik yapıyoruz.

Hatalarımız var, eksiklerimiz var ama samimiyiz.

Birileri gelir birileri gider…

Bizimle dertlenenlere, dertleniriz…