CANER UZUNER'İN KÖŞE YAZISI..

Uzun yıllardır iktidar yüzü görmeyen CHP’de sular durulmuyor.  En son doksanlarda koalisyon hükümetinde yer alan CHP, o gün bu gün iktidar yüzü görmedi. 70’li yıllarda iktidar olan CHP, Rahmetli Ecevit’ten sonra ilk kez doksanlı yıllarda iktidar ortağı oldu.

Tarihten kısa özet

Gelin tarihe birlikte bakalım; Cumhuriyet'in ilk kurulduğu 1923 yılından 1945 yılına kadar, Türkiye'de tek parti iktidarı olarak CHP'yi görüyoruz. Derken 1946 yılında ilk kez çok partili seçime gidilmiş ve CHP oyların yüzde 70'ini alarak iktidarını sürdürmüş. Ancak bu seçimlerde açık oy gizli sayım yapıldığı gerekçesiyle, 1946 seçimleri "şaibeli seçim" olarak tarihe geçmiştir.

Sonrasında 1950'de yapılan seçimlerde Demokrat Parti yüzde 53'le iktidar olmuş ve 11.5 yıldır Cumhurbaşkanlığı yapan İnönü muhalefet lideri konumuna düşmüştür. Ve 2 Mayıs 1954 seçimlerinde DP'nin oyları yüzde 57 olurken CHP'nin oyları yüzde 35'e gerilemiş. CHP 1957 seçimlerinde oylarını yüzde 41'e yükseltmiş ve o tarihte bunun DP için bir uyarı olduğu söylenmiş.

Bu seçimlerin ardından 27 Mayıs 1960 darbesi bütün partileri kapattırmış. Daha sonra, Bülent Ecevit'in CHP Genel Başkanı olmasıyla parti 1973 ve 1977 seçimlerinden birinci parti olarak çıkmıştır.

Sonrasında 12 Eylül 1982 askeri darbesi olmuş ve Ecevit’in başında olduğu CHP kapatılmış, Ecevit’e siyasi yasak gelmiştir. Siyasi yasakların bitmesinden sonra kapatılan CHP’yi tekrar açmak için CHP’liler Ecevit’in kapısını çaldı. Ecevit CHP’yi açmayacağını söyleyerek CHP’li heyeti yolcu edip Demokratik Sol partiyi kurdu. CHP, Deniz Baykal liderliğinde açıldı. Baykal, Doğru Yol Partisi ile iktidar ortağı olan SHP’yi CHP ile birleşmeye kamuoyu baskısıyla ikna edip Deniz Baykal liderliğinde Tansu Çiller ile 56 günlük iktidar ortağı oldu. (1991-1996 yılları arasındaki DYP-SHP/CHP koalisyon hükümeti)

Seçim sonrası CHP

CHP tarihine baktık. Şimdi seçim sonuçları sonrasında olanlara bakalım. Her başarısız sonuçlar sonrası İnönü, Ecevit, Baykal suçlanmış, sorun lider de denilmiş. Bugünde aynı şey düşünülüyor.

CHP, 1979 yılından bu yana iktidara gelemiyor. Yani kısa özet olarak geçmiş yılları geride bırakırsak CHP 1979 yılından sonra iktidar olmadığına, olamadığına göre suçlu kim?

28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra tüm Televizyonlarda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlığı bırakması için yapılan programlar dünde vardı bugünde devam ediyor.

Aslında sorunun temeline kimse inmiyor. Herkes ben olayım derdinde olduğundan yıllardır havanda su dövülüyor. Kişiler üzerinde yapılan değerlendirme CHP’nin vatandaşla buluşmasının önüne ket koyuyor. CHP’nin kurumsal olarak değişen sisteme ayak mı uydurmaya çalışması mı lazım yoksa ayak mı diremesi lazım bunu tartışan yok. Sağdan oy alma hevesi CHP’yi köklerinde, genlerinden etti mi sorgulayan kaç kişi var.

Evet, Türkiye’de yüzde yetmiş sağ seçmen var. Peki, bu seçmenlerin CHP’ye oy vermesi için atılan adım var mı? Çarşafa rozet takma, sağdan siyasetçi devşirme dışında.  21 yıldır iktidar olan AKP’den memnun olmayan seçmen ve AKP’den kopması muhtemel olan seçmen için CHP ne söyledi? Ne yaptı?

CHP’yi solcu olmakla, dinsiz olmakla suçlayan, PKK, Fetöcü olmakla suçlayan sağ iktidarların ve partilerin ülkenin bu duruma gelmesine vesile olduğunu kim anlatacak? Hiç kimse CHP’nin sırtına binip Belediye Başkanı olmak daha önemli, CHP’nin sırtına binip Milletvekili olmak daha da önemli il ve ilçe Başkanlarını saymıyorum bile onlarında hayali aynı. Ben, ben, ben diye diye CHP’yi yerle bir ettiler.

Daha da önemlisi Türk halkı CHP ve altı ok’a karşı. Peki, bunun nedenini bilen CHP’li siyasetçiler ne yaptı? Hiçbir şey. En son 1979 yılında iktidar olmuş, 1991-1996 yılları arasında hükümet ortağı olan CHP, Atatürk’ün kurduğu parti olmasa yok olur gider. Bu milletin Atatürk’e olan sevgisinin üzerinden yapılan koltuk kavgaları CHP’yi bugünlere taşıdı.

Yerel seçimler ve CHP

Yerel seçimlere kısa bir süre var. CHP, bu tartışmalar ışığında yerel seçimlere girecek. Sizce başarılı olur mu?

Lider tartışmaları sorunu köpürtüp birlilerini koltuğa taşır, değişen bir şey olmaz. Değişmesi gereken altı ok’un özüne dönmek, halkla beraber yol yürümek.

CHP demek koltuk değil, ülke sevdalısı olmak demek.

CHP demek birilerini koltuğa taşımak değil, ülkeye demokrasiyi, adaleti getirmek demektir.

CHP demek ülkenin sigortası demektir.

 Bunu anlamayan, bu ideolojiden uzaklaştırılan CHP’de daha çok isimler tartışılır ve sonuç olarak sürekli birileri suçlanır. Sonrasında hayal kırıklığı devam ederken ana kolonda çatlaklar oluşur. Sistemin taşıyıcı kolonunda çatlak var, hala kat çıkmaya çalışıyorsunuz pes doğrusu NOKTA

Son olarak uzun yıllar sonra Büyükşehir Belediyelerinin alınıp, başarılı olması CHP’nin iktidar olmasına vesile olur diye düşünmek varken, bir dönem daha alınması gereken Belediyelere odaklanmak gerekirken bu tartışmayı kim veya kimler neden çıkardı? Bu tartışma, bu kavga yerel seçimler öncesinde kim ve veya kimlerin işine yarar? Diye düşünün…

CHP ne yapmalı?

CHP’nin yapması gereken yerel seçimlere kadar ciddi bir planlama, ciddi bir yönetim anlayışıyla parti içi demokrasiyi işletip yerel seçimlerde başarılı olmak için çaba harcamak olmalı. CHP’nin lider tartışmasından çok ideolojik olarak atması gereken adımlar var. Öncelikle seçilme hakkını kısıtlamak gerek.  AKP 3 dönem kuralı ile bünyesini yeni siyasetçilere açarken, CHP’nin ölene kadar koltukta oturanlara dur demesi gerek. CHP’yi yönetecek kadroyu tüm üyelerin seçmesi gerekir. Bu çok zor bir olay değil. Siyasi partiler kanunu uygulansın hem siyaset rahatlar hem partiler rahatlar.

 Son olarak bunca yıl CHP için canını dişine takıp, çalışıp, didinen herkesten CHP yönetimi özür dileyip genlerine dönmeli diye düşünüyorum.

CHP’li yöneticiler unutmasın ki bu yönetim şekli ve anlayışıyla CHP’ye ATATÜRK olmasa kimse oy vermez NOKTA