Uzm. Klinik Psikolog İlayda YAPICI'nın Köşe Yazısı;
Öz saygı, (benlik saygısı, self-esteem) kişinin benlik kavramında yer alan niteliklerin ve özelliklerin olumlu olarak algılanma derecesidir (APA). Diğer bir deyişle bireyin kendi değerlendirmesi sonucunda kendisiyle ilgili oluşturduğu olumlu veya olumsuz yargılardır.Yüksek öz saygılı kişilerin gelir, statü gibi dışsal durumlarla kendilerini desteklemeleri veya alkol, uyuşturucu, cinsel ilişki gibi koltuk değneklerine yaslanmaları (bunlar koltuk değneği olduğunda) gerekmez. Kaybetme veya reddedilme korkuları olmadığı için risk almaktan çekinmezler ve kendilerine bir şeyler katabilecek ortamlara dahil olurlar. Elbette onlar da incinir ve hayal kırıklığına uğrarlar ancak başarısızlıkları onlara ne zarar verir ne de onları küçültür.Dayanıklılıkları nedeniyle insanlara ve olasılıklara açıktırlar, riske toleranslıdırlar, kendilerini ve başkalarını olduğu gibi kabul ederler ve affedicidirler.
Düşük öz saygılı kişilerde ise durum tam tersidir. Düşük öz saygılı kişiler onay alabilecekleri ortamlarda bulunmayı tercih ederler ve eleştiriye karşı açık değildirler. Bu durum ise kısır bir döngüye sebep verebilir. Örneğin, düşük öz saygılı bir kişi bir iş yapması gerektiğinde düşük bir performans göstereceğine yönelik bir düşünce geliştirebilir ve bu düşünce kaygıya neden olabilir. Kaygı ise kişinin iş için hazırlanmasını güçleştirebilir ve normalde gösterebileceği performansın daha altında bir performans göstermesine sebep olabilir. Sonuç olarak düşük performans kişinin öz saygısının zedelenmesine sebep olur.
Bu döngüyü kırmak, öz saygıyı geliştirmek için neler yapılabilir?
Öz saygı genellikle mutlu hissetmekle eşdeğer tutulur. Çoğu kişiye göre yüksek öz saygılı insanlar her zaman mutlu hisseden, hiçbir zaman kendinde güvenmediği noktalar bulunmayan insanlardır. Halbuki öz saygı böyle bir şey değildir. Yüksek öz saygılı insanlar her duyguyu ister güzel ister acı verici bir duygu olsun kabul etmeyi başarmış insanlardır. Sadece acı verici bir olayın kendilerine verdikleri değeri değiştirmesine izin vermezler.
Hepimiz mutlu olmayı arzuluyoruz. Bu yüzden negatif duyguları reddedip, sadece pozitif duygulara odaklanmaya çalışıyoruz. Aslında böyle yaparak öz saygımıza zarar vermiş oluyoruz. Acı verici hisleri reddederek, kendimize bu duyguların iyi olmadığını ve böyle hissetmenin normal olmadığını kabul etmiş oluyoruz. Düşüncelerimizi, duygularımızı gerçeklik olarak görüyor ve kendimiz hakkında ne düşünüyorsak öyle olduğumuzu sanıyoruz. İyi hissediyorsak iyi, kötü hissediyorsak kötü olarak görüyoruz kendimizi. Bu yüzden hep iyi şeylere odaklanmaya çalışıp kötü duyguları reddediyoruz fakat sürekli negatif duyguyu reddetmeye çalışmak sırtımıza yüklediğimiz büyük bir yük. Düşündüğünüz her şeye inanmayın. Düşünceler sadece düşüncelerdir.
Pelin’i örnek alalım. Pelin kendisini hep mutlu ve pozitif bir insan olarak görmek istiyor. Bir gün bir arkadaşının ona ters davrandığını hissediyor.Mutlu halini ayrıcalıklı kılarak, sadece arkadaşının davranışından zarar görmez, aynı zamanda mutlu tavrını sürdüremediği olaydan dolayı kötü hissettiği için özgüvenine de bir darbe alır.
Duygularınızı Onurlandırın
Öz saygımızın sabit kalmasını sağlamak için yapabileceğimiz tek şey, ne olursa olsun tüm duygularımızı kabul etmektir. Bu, onlara göre hareket etmemiz gerektiği anlamına gelmez. Duygular eylemlerimiz hakkında bizi bilgilendirebilir, ancak ne yaptığımızı dikte etmelerine gerek yoktur.
Duygularımızı onurlandırmak basitçe onları etiketlemeyi, bedenlerimizde nasıl hissettiklerini,tüm duyguların bizim için olduğunu ve onları hissetmenin normal olduğunu anlamamızı sağlar.
Kontrolü Ele Alın
Öz saygı duygumuzu yalnızca olumlu duygulara dayandırdığımızda, öz saygımızı, üzerinde gerçekten kontrol sahibi olmadığımız kendiliğinden gelişen duyguların dalgalanmalarına maruz bırakmış oluruz.Öz saygımızı, duygularımızı yargılamadan kabul etme arayışına dayandırmaya karar vermek, uygulayabileceğimiz ve zamanla geliştirebileceğimiz bir şeydir. Bu kabulde çalışmak bizim kontrolümüzdedir. Elbette, bunda hemen başarılı olmayı umamayız. Ancak işi yapmaya niyet edebiliriz. En önemlisi, bu konudaki çabalarımıza değer verebiliriz.
Başkalarına Göre Değerinizi Belirlemeyin
İnsanlar sizi sizin kadar iyi tanımıyorlar. Onlar sadece dışarıdan görebildikleri, tanıyabildikleri kadar hakkınızda yorum yapabiliyor ki yaptıkları yorumlarda da bir kesinlik bulunmuyor. Hakkınızda iyi veya kötü değerlendirme yaptıklarında değerinizi bu yorumlara göre düşürüp yükseltmeyin. Öz saygınızı başkalarının yorumları etkilememeli.
Harekete Geçin
Şu ana kadar kaç kere eleştiri almaktan korktuğunuz veya istenmeyen sonuçlar elde edebileceğinizden ötürü ortaya çıkabilecek duygulardan kaçmak için yapmak istediğiniz ama yapmadığınız işler oldu? Bu işleri küçük hedeflerden daha büyük hedeflere doğru bir sıraya koyarak yapmaya çalışın. Sonuç ne olursa olsun bir hedefi tamamlamak hiçbir şey yapmamaktan daha iyidir. İstenmeyen sonucun doğurduğu hissi kabul edin. Kötü hissettiğiniz için kendinizi suçlamayın. Düşüncelerinizin sizi ele geçirmesine izin vermeyin. Yaptığınız işte istediğiniz sonucu elde edememeniz sizin başarısız olduğunuzu göstermez ve değerinizi düşürmez.
Kaynaklar: APA, PsychologyToday