Geçtiğimiz pazar günü kadın cinayetlerine karşı bir basın açıklaması yapan Kocaeli Kadın Platformu üyelerinden bazıları ifadeye çağrılmıştı. Bu duruma tepki gösteren platform üyeleri, dün akşam Sabri Yalım Parkı önünde toplanarak, şu açıklamayı yaptı:
''BASKILAR BİZİ YILDIRAMAZ''
''Bizler daha Narin'e ne oldu, Rojin nerede diye sorarken İstanbul’da 4 Ekim Cuma günü, İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil adlı 19 yaşındaki iki kadın, Semih Çelik adlı erkek tarafından vahşice öldürüldü. Türkiye'nin her bir yanında kadınlar, öldürülen kız kardeşlerinin hesabını sormak için sokaklara döküldü.
Kocaeli Kadın Platformu olarak 6 Ekim günü toplanan ve yürümek isteyen arkadaşlarımızın önüne devlet yine barikatlarını kurarak kimin yanında olduğunu göstermiş oldu. Sadece yaşamak için, hayatları için sokaklara dökülen kadınları engellemek üzere önümüze dikilmiş olsalar da hep birlikte göstermiş olduğumuz dayanışmayla barikatları aşıp basın açıklamamızı gerçekleştirdik.
Fakat bu sabah öğrendik ki onlarca suçu olan, sokaklarda dolaşan kadın katillerini cezalandırmayan devlet, hakları için yaşamak için sokaklara çıkan kadınları ifadeye çağırıyor. Bu ülkede sorgulanması gereken bizim yaşamlarımız için verdiğimiz mücadele değil, yaşamlarımızı elimizden alanlardır. Bu ülkede sorgulanması gereken bizim attığımız sloganlar değil, katilleri ve tecavüzcüleri sokaklara salanlardır.
Günlerdir ülkenin her yerinde kampüsleri, sokakları, meydanları öfkesiyle dolduran kadınların kaçından ifade alabileceksiniz ki? Kaçımıza barikat kurabileceksiniz? Her baskınızda, her şiddetinizde bizler bu sokakları sizlere dar edeceğiz. Günlerdir ülkenin her yanını dolduran kadınların öfkesi, size bir gecede çekildiğiniz İstanbul Sözleşmesi’ni mumla aratacak öfkedir.
Bizler asıl suçlunun bu sistemi kuranlar ve önümüze diktikleri barikatlarla bize sopasını sallayanlar olduğunu biliyoruz. Kadınlar olarak yıllardır bu baskı karşısında 6284’e, İstanbul Sözleşmesi’ne ve birbirimize sahip çıkmaya devam ediyoruz, edeceğiz. Ne kadar baskı gösterirlerse o kadar direnişi büyüteceğimizi buradan tekrar haykırıyoruz. İstanbul Sözleşmesi yaşatır, yaşasın kadın dayanışması!''