MARMARA DEPREMİ YENİDEN HATIRLATTI

Dün saat 12.49’da Marmara Denizi Silivri açıklarında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem, Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun en riskli hatlarından biri olan Orta Marmara segmenti üzerinde gerçekleşti. AFAD, depremin ardından artçı sarsıntıların sürdüğünü bildirirken, yaşanan panik, vatandaşları yine deprem gerçeğiyle yüzleşmeye zorladı.

KOCAELİ'DE YOĞUN ŞEKİLDE HİSSEDİLDİ

Silivri merkezli bu sarsıntı, İstanbul’dan Kocaeli’ye kadar geniş bir alanda hissedildi. Depremin ardından sosyal medya ve resmi platformlarda Zorunlu Deprem Sigortası’na (ZDS) yönelik aramalar ve başvurular yeniden arttı. Ancak veriler, sigorta bilincinin hâlâ istenen seviyede olmadığını gösteriyor.

İSTANBUL’DA HER 10 EVİN 4’Ü HALA SİGORTASIZ

Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) verilerine göre İstanbul’da Zorunlu Deprem Sigortası yaptırılmış konut sayısı yaklaşık 2,6 milyon. Bu, toplam konutların yüzde 62’sine tekabül ediyor. Türkiye genelindeki sigortalılık ortalaması ise yüzde 56. Her ne kadar İstanbul ortalamanın üzerinde yer alsa da hâlâ 10 evden 4’ünün sigortasız olması dikkat çekiyor. Uzmanlar, olası büyük bir İstanbul depreminde sadece bina değil, ekonomik yıkımın da büyüyeceği uyarısında bulunuyor.

KOCAELİ’DE DURUM NE?

17 Ağustos 1999’da Türkiye’nin en acı felaketlerinden birini yaşayan Kocaeli’de de sigortalılık oranı Türkiye ortalamasının biraz üzerinde yer alıyor. DASK’ın verilerine göre kentteki sigortalı konut oranı yaklaşık yüzde 59 düzeyinde. Ancak bu orana rağmen hâlâ binlerce yapı Zorunlu Deprem Sigortası kapsamı dışında. Kocaeli’nin Gebze, İzmit, Körfez ve Derince gibi nüfus yoğunluğu yüksek ilçelerinde hem eski yapı stoku hem de sigortasızlık oranı uzmanlarca “kritik seviyede” olarak değerlendiriliyor.

EN YÜKSEK SİGORTALILIK YALOVA’DA

Marmara Bölgesi genelinde sigortalılık oranı yüzde 64 ile Türkiye’nin en yüksek bölgesel ortalaması konumunda. Bu oranı, yaşanan deprem tecrübeleri ve bölgedeki yoğun bilinçlendirme kampanyaları etkiliyor. En yüksek sigortalılık oranına ise yüzde 83 ile Yalova sahip. Yalova’yı yüzde 82 ile Sakarya, yüzde 79 ile Tekirdağ izliyor. Ancak aynı bölgede Bilecik’te sigortalılık oranı yalnızca yüzde 47. Bu durum, Marmara gibi yüksek riskli bir bölgede hâlâ ciddi bir güvenlik açığı olduğunu gösteriyor.

KARADENİZ EN DÜŞÜK SİGORTALI BÖLGE

Bölgesel dağılıma göre en düşük sigortalılık Karadeniz Bölgesi’nde görüldü. Oran sadece yüzde 45 düzeyinde. Doğu Anadolu’da bu oran yüzde 50’yi bulurken, İç Anadolu’da ise yüzde 53 seviyesinde. AFAD ve DASK yetkilileri, sigorta yaptırmayan kesimin büyük bölümünün “bizim bölgemiz deprem bölgesi değil” şeklinde düşündüğünü, oysa Türkiye'nin tamamının aktif fay hatlarıyla çevrili olduğunu vurguluyor.

DASK NELERİ KAPSIYOR?

Zorunlu Deprem Sigortası yalnızca depremin bina üzerindeki doğrudan zararlarını değil; aynı zamanda depremin neden olduğu yangın, infilak, yer kayması ve tsunami gibi afetleri de kapsıyor. Poliçeye göre sigortalı bina hasar görürse DASK doğrudan tazminat ödemesi gerçekleştiriyor. Kapsamda; konutun ana yapısı, temelleri, duvarları, merdivenleri, asansör, koridor ve tavanları bulunuyor. Konut içindeki eşyalar ise poliçe kapsamına dahil değil. Onlar için isteğe bağlı olarak yapılan konut sigortaları gerekiyor.

ZORUNLU DEPREM SİGORTASI NEDİR, NEDEN ZORUNLU?

ZDS, 27 Eylül 2000 tarihinde yürürlüğe giren ve doğal afetlerde bina hasarlarının ekonomik yükünü hafifletmek amacıyla oluşturulan zorunlu bir güvence sistemi. Sigorta yaptırmayan konut sahipleri, resmi işlemlerde, özellikle tapu ve su/elektrik aboneliklerinde bu eksiklikle karşı karşıya kalabiliyor.

HASAR İHBARI NASIL YAPILIR?

Deprem sonrası evi zarar gören sigorta sahipleri, “ALO 125” numaralı çağrı merkezinden, www.dask.gov.tr adresinden ya da e-Devlet Kapısı üzerinden hızlıca hasar ihbarında bulunabiliyor. Sistem, tespit ve tazmin süreçlerini dijital ortamda yöneterek işlemleri hızlandırıyor.

Çatıyı tamir etmek isterken evini yaktı Çatıyı tamir etmek isterken evini yaktı

SİGORTA BİLİNCİ NEDEN YETERSİZ KALIYOR?

Sigortalılık oranındaki eksiklik, uzmanlara göre sadece ekonomik değil, aynı zamanda bilinç ve algı meselesi. Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Şerif Barış’a göre, “Depremi felaket olduktan sonra hatırlamak Türkiye'nin en büyük zaafı.” Prof. Barış, halkın depremi “uzak bir ihtimal” gibi gördüğünü ve bu yüzden ZDS'yi önemsemediğini ifade ediyor.

YEREL YÖNETİMLERİN DESTEĞİ ŞART

Uzmanlara göre sigortalılık oranını artırmanın en etkili yolu, belediyelerin DASK konusunda daha aktif rol üstlenmesi. Vatandaşlara doğrudan bilgilendirme ve yönlendirme yapılmasının yanı sıra, özellikle riskli binalarda sigorta zorunluluğunun denetlenmesi gerektiği savunuluyor. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ise son dönemde deprem farkındalık çalışmalarıyla öne çıksa da, sigorta bilincine dair kampanyaların yaygınlaştırılması konusunda daha bütüncül adımlar atılması gerekiyor.

SİGORTA POLİÇESİ FELAKET ÖNCESİ YAPILMALI

Marmara’da son yaşanan deprem, bölgenin hâlâ ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha gösterdi. İstanbul, Kocaeli, Sakarya ve Yalova gibi yüksek riskli şehirlerde her evin sigorta kapsamına alınması, sadece bireysel değil, toplumsal güvenlik açısından da hayati önem taşıyor. Bu noktada da uzmanlar uyarıyor: “Zorunlu Deprem Sigortası, yalnızca bir kâğıt parçası değil; olası bir felakette yeniden başlama gücüdür.”

Kaynak: AA