Mustafa Kalabalık köşe yazısı

Değişimler her zaman zordur, sancılıdır. Bilinmezi bilmek, öğrenmek, yaşamak istemez insanoğlu!

Eski usulleri devam ettirmek, ufak tefek değişikliklerle durumu idare ederek kolaya kaçmak... 

Özgür Özel liderliğindeki CHP, 31 Mart seçimleriyle birlikte, şimdilik yerel yönetimlerdeki iktidar gügücüyle, halka daha yakın, algıları kökten değiştirecek, “Ortak Yönetim” iddiası ve söylemini hayata geçirebilecek fırsatlarla başbaşa kalmıştı...

Madem ki ‘değişmeyen tek şey değişimin kendisidir’, CHP’ye ümit bağlayanlar, değişimin ne olacağını görmeyi bekliyorlar.

İktidarın tavrı, siyaseti(!), üslubu(!) değişmedi.

Aynı kararlılıkla, aynı baskı ve engellemelerle, aynı siyasi oyunları oynamayı sürdürüyor.

Geriye bir milim dönmediği gibi, kendileri daha da ileri(!), ülke geri(!) gidiyor...

Ülkemizin geldiği yer, gören gözler, duyan kulaklar, düşünen akıllar için ortada!

Eğitim sistemimiz!

Sağlıkta gelinen yer!

Adaletin durumu!

Hukuk ve uygulamaları!

Anayasa, AYM kararlarını tanımama!

Demokratik yaşama aykırı uygulamalar!

Ekonominin durumu!

Ailelerin gelecek kaygıları!

Gençlerin gelecek kaygıları!

Bunlardan memnun olduğunu söyleyenler var hala tabi.

Nelerinden ve nasıl memnunlarsa artık!

Ama memnun olmayanlar artık çoğunlukta ve “memnuniyetsizleri” temsilen adım atması gerekenler de, siyaset üretme iddiasındaki “siyasi partiler”...

Siyasi partilerden de tabiki son seçimlerin “1. partisi CHP”.

CHP; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucu partisinin bugüngü temsilcisi.

CHP; “kimsesizlerin kimsesi” iddialarının temsilcisi. 

CHP, artık mış mışı, muş muşu bırakmalı!

Çözüm Üretmeli!

Siyaset üretmeli!

Politika üretmeli!

Eylem ve söylem üretmeli!

Gerisi  boş.

Sadece Simge’nin şarkı sözü gibi:

MİŞ MİŞ MİŞ de, MUŞ MUŞ MUŞ...

Nedir bu haller? Hadi açıl, yeter,

Ne kaçak ne göçek ne tuzak,

Hep, hep zikzak,

Dost kalalım iyi hoş da,

Anlayamam endişelerini,

Sorun bende değil, sendeymiş,

Daha iyisine layıkmışım,

Hangi kitaptan ezber bu,

Miş miş miş de muş muş muş.

Hep mi zikzak?

Ah, söyle içinden bana geçeni,

İyisini değil de harbisini,

Güzel adam olacağına böyle,

“Özel” adam ol, kal kalbimde.

Her ayrılığın da bi tadı tuzu var,

Kaçırma, bana yeni bir şey söyle.

Miş miş miş de muş muş muş.