Skolyoz nedir biliyor musunuz? Türkiye’de 2 buçuk milyon çocuk, risk altında… Ülkemizde etkin tarama programı uygulanabilir mi? Bugün Kocaeli Gazetesi olarak alanında yetkili isim Yrd. Doç.Dr. Emre Karadeniz’e Skolyoz’u sorduk. İşte o röportajımız…
Röportaj; Ahmet AKÇAALAN
7 yıldır Kocaeli Üniversitesi Umuttepe Tıp Fakültesi’nde uygulanan ‘Toplumsal Duyarlılık Projesi’ kapsamında Tıp Fakültesi birinci sınıf öğrencilerinin yarıştığı toplum sağlığı projesinde 19 grup arasından Yrd.Doç. Dr. Emre Karadeniz’in sorumlu olduğu B3 Niasin grubu ‘Skolyoz Tarama ve Bilgilendirme Programı’ ile birinci oldular. Türkiye’de dünyaya gelen her yüz çocuktan 3’ünün hayatını karartan ‘Skolyoz’ hastalığına dikkat çekmek için Bugün Kocaeli Gazetesi olarak bu alanda önemli çalışmalara imza atan Yrd.Doç.Dr. Emre Karadeniz’e Skolyoz’u sorduk.
İSTİSMAR ENDİŞESİ VE BİLGİSİZLİK
Röportajımıza geçmeden önde bir konuya dikkat çekmek gerek. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Toplumsal Duyarlılık Projesi kapsamında uygulanan ‘Skolyoz Tarama ve Bilgilendirme Programı’nda sorumlu isim Yrd.Doç.Dr. Emre Karadeniz, tarama testlerinde ailelerin çocuklarının tarama testine girmelerinde onay vermemelerinin altında cinsel istismar endişesi ve bilgisizlik olduğuna vurgu yaptı. Yrd. Doç.Dr. Karadeniz, “Sağlık çalışanı yapmasını gerekeni yapıyor ama sonuçları ne yazık ki yok. Siz alemi-cihan olsanız da vatandaşa dokunamıyorsunuz. Ne yazık ki iyi ve nitelikliyi dahi ayıramıyoruz. Halk açısından düşünüyorum. Çocuk istismarı bir parametre insanlar gerçekten korkuyor. Erkek mi muayene edecek diye sorup erkek ise o zaman muayene ettirmiyorlar. Çocuklara neden muayene olmadığını sorduğumda annem izin vermedi diyorlar. Suiistimal ne yazık ki aileleri derinden etkiledi. Suiistimal dışında cahiliyet, bilgisizlikten dolayı önemsememe bizim muayene edebilme oranlarımızı etkiliyor. Ayağına gelen hizmetin farkında değiller. Tarama yapıyorsunuz ama aynı önemseme vatandaş da yok. Oxford 18 bin kişiyi taramış. Biz 1300 kişiyi zor tarayabildik” ifadeleri dikkat çekti.

-Skolyoz nedir?
Kafadan lehen kemiğine kadar olan omurga kolonunun üç planda eğriliğidir. Ön-arka planda, sağ-sol planda bir de dönme anlamında eğriliğidir. İnsan bedeninin en güzel giysisi derisidir. Onun altında kaslarımız bulunuyor. Bunların altında organlarımız, onunda altında iskelet sistemimiz var. Bu kemikler, organların görev yapabilmesi için vücudumuzun dik durmasını sağlar. Akciğerlerin çalışması için bir boşluğa ihtiyaç var. İşte bu düzeni sağlayan kemik bloklarıdır. Tüm anatomiye baktığımızda, kafanın göğüs birleşmesini sağlayan omurgadır. Organlar için gerekli boşluğu sağlıyor. Yoksa sakız gibi yere yapışırız. Ve bu normal anatomide kafa lehen kemiğinin tam ortasındadır. Yandan baktığınızda da kafa lehen kemiğinin tam ortasında bunu sağladığımızda başarılıyız. Bizim vücudumuzun yapmak istediği bu. Bazen eğrilikler oluyor. Bu eğriliğin adı Skolyoz’dur.
-Bir tarama çalışması yaptınız. Projeye nasıl karar verildi? Taramanın amacı ne oldu?
Bizim burada ki amacımız, ilk başta Skolyoztaraması yapmak. Bilgilendirme yapmak. Bir de sosyo-ekonomik düzeyle ilişkisini ortaya koyabilmekti. Bu çerçevede bir çalışma protokolü hazırladık. Etik kurulu onayını aldık. Bu yine Toplumsal Duyarlıklık Projesi (TDP) kapsamında oluşturulan bir ekipti. Kocaeli Üniversitesi gerekeni yaptı. 13 arkadaşı bize getirdi. Buyurun ekip çalışması yapın denildi. Çalışma prensibimiz topluma dokunmaktı. Skolyoz taraması yapalım dedik. 13 arkadaş masaya yatırdık ve projeye start verdik.
-Bu hastalığı kamuoyuna iyi anlatmak istiyoruz. Hastalığın etkileri nelerdir?
Skolyoz eğriliği olan hastalarda organlar kendilerine yer bulamıyor. Katlanan bir yılan gibi düşünün, boy kısalır, iç organlara yer kalmaz. Kalbe yer kalmıyor. Göğüs kafesi ile lehen kemiği arasında organlar için yer kalmıyor. Dışarıdan baktığınızda ileri safhalarda eğriliği fark ediyorsunuz. Bizim toplum sağlığı anlamında amacımız çocuğumuzu erken yakalayıp, ameliyatsız tedavi sağlamak.

-Peki gözle görülebilme durumu var mı? Aile kendisi erken fark edebilir mi? En önemli kaç yaş aralığında bu tarama yapılması lazım?
Aileler çocuklarında bu hastalığı erken fark edemez. Ancak sağlık taraması ile yapılır. Avrupa’da oturmuş tarama programları var. Bu rol model Avrupa’dan almamız bizim içinde doğru değil. Bizde ergenliğe girmiş bir çocuğun, banyosuna giremezsiniz. Kılık kıyafet hep kapalı, o yüzden tespit edemezsiniz. Tarama yapılması gereken yaş aralığı 10 ile 15 yaş arasıdır. Karında şişme belirtisinde, iç organları karından dışarıya baskı yapıyor. Akciğer sıkışık ve dışa doğru taşıyor. Akciğerler sıkışıyor ve organlar yer bulamıyor. Bu hale gelmemeli çocuklarımız.

-Bu tarama testleri nasıl yapılıyor?
Erkek çocuklarında üstü komple soyuyoruz. Kız çocuklarda sutyenin kalmasına izin veriyoruz. Birincisi kafa lehen kemiğinin tam ortasında mı? Kafaya bakıyoruz düz bir çizgi çiziyoruz. Kafa lehen kemiğinin tam ortasında ise sorun yok. İkincisi omuz yükseklikleri aynı mı diye kontrol ediyoruz. Üçüncüsü ise öne doğru eğildiğinde göğüs kafesi sağa sola dönüyor mu? Bu üç taramamız bize yol haritası ve erken teşhis imkanı veriyor.
-Çocuklarda bu hastalığın görülme oranı nedir?
Türkiye genelinde yüzde 3 oranında bu hastalık var. Buda 2 buçuk milyon rakamına tekâmül ediyor. Gereken zamanda gerekli müdahale yapmazsanız, yaşam süresini kısıtlıyor. Bu insanları gerekli zamanda tedavi sepetine atmamız lazım. Tarama da yaptığımız her sonuç eşittir tabi ki Skolyoz demek değildir. Biz ailelere bu konuda uyarıda bulunuyoruz. İleri bir değerlendirmede bulunuyoruz.

-Skolyoz’un tedavi yöntemleri nelerdir?
En ideal olan çocuğu, büyüme çağında yakalayarak ameliyata gerek kalmadan korse tedavisi ile büyümesini yakalamak. Belirli dereceye kadar korse ve fizik tedavi uyguluyoruz. İlerlemesini yavaşlatıyoruz. Tedavi sürecinde çocuk büyüdüğünde 50-60 yaşına kadar kurtulmuştur. Eğer tedavi olmuyorsa ameliyat gerçekleştiriyoruz. Yetmiyorsa ameliyat uyguluyoruz. Ama ameliyat bir son değil, tedavinin parçasıdır. Bizim tarama da muayene ettiğimiz bir çocuk annesini, babasını tedavi etmiş. Bize gelip bunu anlattı. Bu bizim için başarıdır. Doğal seyri Skolyoz’da kritik bir değer var. 50 derece kritik değerdir. Her sene bir derece koyuyor. Azalıyor ve akciğerler için yer kalmıyor. Bel bölgesi için 35 derecenin üstü yer çekimin etkisiyle deforme oluyor. Bunu küpler gibi düşünün, kolların ve başın ağırlığı bastırarak sistem çöküyor. Kaynatma ameliyatı yaşama şeklini değiştiriyor. Korse ve ameliyatta bu hastaların hayatlarına dokunuyorsunuz.
-Ne kadar öğrenci hedef kitleniz oldu? Muayene oranlarında aynı sonucu alabildiniz mi?
Ted Koleji, 29 Ekim Ortaokulu, 30 Ağustos’da toplam 1348 öğrenci belirledik. Biz bu öğrenciler içinde hazırlandık. Eğitim verebildiğimiz öğrenci sayısı 895 yani yüzde 66’ya ulaştık. Taramayı geçtim sadece eğitim verebildik. Eğitimden sonra onam veren öğrenci sayısı 373 yani yüzde 27’si yani 1348 öğrenciden sadece 373’ü tarama için izin verdi. Pozitif bulgu çıkan öğrenci sayısı ise 39’dur. Sadece skolyoz olarak bakmayın. Bu çocuklar verilen eğitimlerle öğreniyor. Omurga nedir? Sorusuna öğrenciler bizden sonra cevap verebiliyor. Bu çocuklar bilgiyi alıyorlar. Ne yazık ki öğrenci onam oranları çok düşük. Bu oranları düşüren eğitimciler biz değil toplumun bakış açısıdır.
ERKEN TEŞHİS MÜMKÜN
-‘Ülkemizde doğan 100 çocuktan 3’ü skolyaz muayenesi olmak zorunda kalıyor’ cümlenizle bir oran verdiniz. Bu konuda daha büyük kitlelere nasıl ulaşılması gerekmiyor mu? Yetkililerle taramayı yaygınlaştırma adına iletişime geçtiniz mi?
Çocuklarımız yamulduktan sonra geçmiş olsun tedavi edemeyeceğiz durumundan kurtulmamız lazım. Erken teşhis mümkün. Tarama programıyla halk sağlığı anlamında Skolyoz konusunda başarı sağlayabiliriz. Bunu tek başına bir kurum yapamaz. Hep birlikte başarabiliriz. Kocaeli’nde bütün çalışmaları yaptık ama yüzde 47 ulaşabildik. Tarama yaptın denilemez ki. Buradan çıkarım tarama yapılamazdır. Bu konuda önce bilgi yayılmasını sağlamalıyız. Neyi eksik yaptık bana sorarsanız uygulama konusunda bütün özveriyi yaptık. Ancak toplumda olumsuz bir bakış açısı var, tarama konusunda. Sağlığımızın önemini geç olmadan fark etmenin önemini anlayamıyoruz. Hastalanmadan ciddiyetin farkında değiliz. Vatandaşında duyarlılık kazanması lazım.
