Kocaeli Üniversitesi bu röportajı konuşacak. Rektör Yardımcılığından istifa eden Prof. Dr. Bekir Çakır hiç olmadığı kadar net konuştu. Prof Çakır, en dikkat çekici cümlesi ise ‘Rektörü, FETÖ Konusunda Uyardım’ oldu. İşte o röportaj…
Röportaj; Ahmet AKÇAALAN
Kocaeli Üniversitesi’nde bu istifa günlerce tartışıldı. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bekir Çakır makamından boş sandalye fotoğrafı paylaşarak görevini bıraktı. Günlerce istifa nedeni tartışıldı. KOU’de krizin adı neydi? Neden istifa etme kararı aldı? KOU yönetimi neden bu kadar çok eleştiriliyor? En önemlisi ise Prof.Dr. Bekir Çakır; ‘Rektörü, FETÖ Konusunda Uyardım’ cümlesini neden kullandı.
İşte o röportajımız;
-Bir eleştiri ile başlamak istiyorum. Sizin de yönetimde olduğunuz dönem de sürekli bir kriz, kaos ile anıldı. KOU yönetiminde nerede hata yapılıyor? Neden eğitim ve Ar-Ge ile gündem olmuyor?
Büyük aile içinde iş yapmak, memnuniyet oranını yüksek tutmak kolay değil, bazı olumsuzluklar olsa da yapılan iyi icraatları da görmezden gelmek ne kadar doğru. Bahsettiğiniz kriz meselesinden neyi kastettiğinizi tam anlamamakla birlikte genel manada değerlendirmek istiyorum. Nitekim koca Üniversite için bir kişiyi suçlamak doğru değil, güvendiğiniz ve görevlendirdiğiniz kişiler görevini layıkıyla yerine getirmezse veya bir başka ifadeyle yanlış kişileri görevlendirme yapmışsanız işlerin düzgün ve sağlıklı gitmesi zor olur.
EKİP ÇOK ÖNEMLİ
Kocaeli Üniversitesi’nde düzenlenen ulusal ve uluslararası sempozyum sayısı düşük yada sınırlı da olsa orta seviyede olduğunu düşünüyorum. Belki basında yer alması konusu, eksik ve yetersiz kalmış olabilir. Uluslararasılaşma da eksik kaldığı söylenebilir. Tabi ki alanında uzman olan isimlerin Kocaeli Üniversitesi’nde konferans vermeleri ve uluslararası proje ortaklıkları çok olan istenen bir fotoğraftır. Bunun için güçlü bir ekibin kurulması gerekiyor. İnanın bu o kadar kolay değil. Ekip çok önemli. Kendim bunu 5. Uluslararası deprem sempozyumunda yaşadım.
-Prof. Dr. Bekir Çakır’ın istifa gerekçesi çok tartışıldı. Ama net olarak kamuoyuna açıklanmadı. Tekrar soruyorum. Neden istifa kararı aldınız?
En son yaşanılan atama süreci istifa gerekçesi olarak yazıldı ve çizildi. İstifa sonrası yapmış olduğum açıklama doğrultusunda tekrarlamak gerekirse istifa nedeni sadece bir daire başkanı ataması meselesi olmadığını kamu oyunun bilmesi gerekir. Herşeyden önce Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın atadığı Rektör ve Rektörümüzün ekibinden birisi olarak sorumluluğumuzun büyük, zahmetli ve ağır olduğunu bilerek görevi kabul ettim. Temsil ettiğimiz camiaya uygun, düzgün ve samimi bir yönetici olma önceliğim oldu. Yapılan bazı atamalarda anlaşmazlıklar oldu, nihayet o zaman Rektör hocamızın takdiridir diyerek görev süresinin hemen başında fazla tepkimi göstermedim.
ADNAN KAVAK KONUSUNDA UYARDIM!
Mesela 2015 yılında kendi sorumluluk alanım içerisinde olan Sürekli Eğitim Merkezi Müdürlüğüne Rektör hocamız tarafından Prof. Dr. Adnan KAVAK’ın ataması yapıldığında, bu atamanın doğru olmadığını söyledim. Burada sadece bir örnek verdim, herşeyi yazmanın ve tekrar dile getirmenin anlamsız olduğunu ve yaşanan olarak kalması gerektiğine inanıyorum.
-Bu ismin FETÖ’cü olduğunu düşünüyor muydunuz?
Kendisinin FETÖ’cü olduğunu düşünüyordum ve cemaatten birisi olduğu birçok kişi tarafından, bilhassa Mühendislik ve Teknoloji Fakültesi akademik kadrosunca bilindiğinden, ben de aynı gerekçe ile karşı çıktım. 15 Temmuz sonrası KHK kapsamında Adnan KAVAK açığa alındı ve yanlış bilmiyorsam aynı durum devam etmektedir.
Hain kalkışma hemen sonrası, yani 15 Temmuz 2016 sonrası, bir kaç kez değişik gazetelerde şahsımı hedef alan yıpratma ve itibarsızlaştırma hedefli yazılar çıktı, başsavcılığa şikayetim sonrasında davası halen devam edenler olduğu gibi bir tanesi de neticelendi. Örneğin, bir tanesi 18.07.2016 tarihinde bir internet gazetesinde çıkan “Bekir Çakır Paralel mi?” başlıklı haber yayımlandı. Bu ve diğer yazılanların amacı; sanki karşı olmanın karşılığı yada bedeli olduğunu, ister istemez açıkçası düşündüm. Çünkü istişare yaptığım arkadaşlarım, en son kime ne yaptın diye sormaları, bana manidar gelmişti.
-Peki FETÖ tespitlerinde kanaat yeterli mi?
Aslına bakarsan benim şahsi düşüncem üniversitelerde kanaatten çok devletin bu konular ile ilgili kurumları daha net bilgi vermesi gerekir. Ancak o zaman üniversite yönetimi gerekli tedbiri alabilir ve hukuki olarak da gereğini yapar. Sadece Üniversitede oluşan kanaat veya birilerinin söylemiyle hareket bazen doğru olmuyor ve daha sonra incelendiğinde o kanaatin yanlış olduğu da ortaya çıkabiliyor. Bunun örneklerini duyuyoruz. Son zamanlarda işlerin daha sağlıklı gittiğini duyuyoruz. Bu durum tabi ki vatandaş olarak bizleri ülkemizin huzuru ve geleceği adına memnun etmektedir.
-Bu atamalarda bardağı taşıran son damla görevlendirmesi, Personel Daire Başkanlığına Sayın Semra Ayçiçek'in atanması mıydı? İstifa gerekçesi o mu?
Yapılacak o kadar çok iş olmasına rağmen, geriye kalan işleri kiminle nasıl yaparızı düşünürken, gelecekle ilgili atamalarda, düzgün ve liyakat sahipli insanların atanmasının önünü açmak adına üst yönetimin ekip ruhu içinde görevinde olduğunu düşünüyordum. Tabi ki belli zamanlarda uyuşmazlık, yönetimsel görüş farklılığından doğmuştur ki bu da işin doğasında vardır ve her kurumda yaşanabilecek olaylardır. Bilindiği gibi istişare kültürü yaşanan olumsuzlukları ortadan kaldırır yada minimize eder. Aksi takdirde görevden vazgeçme yeni bir seçeneğe döner ve yeni başlangıçlara sebep olur.
BİR ANDA GÜNDEME GELMESİNE TEPKİ GÖSTERDİM
İstifa sonrası yapmış olduğum açıklama doğrultusunda tekrarlamak gerekirse istifa nedeni sadece bir daire başkanı ataması meselesi olmadığını kamu oyunun bilmesi faydalı olacaktır. En son yönetim kurulunda hiç beklemediğim ve bilmediğim olayı yaşadık. Çok konuşulan ve yazılan söz konusu daire başkanlığı ataması ile ilgili bir madde o gün ki yönetim kurulunda yoktu. 13.07.2017 tarihli Yönetim kurulu gündemini ben onayladım. Hocamız, bu atamaya karşı olduğumu, daha önce yapmış olduğumuz görüşmelerde de net biliyordu. Dolayısıyla gündemde olmayan bir maddenin, bir anda gündeme gelip onaylanmasına tepki gösterdim.
-Yerel basında bazı yazılar çıktı sizin hakkınızda. Görev sürecinde çok çalışmadığı yönünde. Bu iddialar hakkında neler söyleyeceksiniz?
Sıradan bir yönetici olmak istemem ve istemedim. Rutin bürokratik işleri bir kenara bırakarak aklıma gelen sıra dışı icraatlardan bahsedecek olursam; biz göreve geldiğimizde, TeknoPark’ın arazisinin kullanım hakkı yoktu. Maalesef 10 yıldır Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nca TGB(Teknoloji Geliştirme Bölgesi) bölgesi olarak tahsis edilmiş arazinin kullanım hakkı olan tapusu alınmamıştı. Şahsen Rektörümüz Prof. Dr. Sadettin HÜLAGÜ ile de o dönem görüşüp, yeni bina yapılmasını önermiştim. Çalışmaların onayını aldıktan sonra Bakanlıkta Bilim ve Teknoloji Genel Müdürlüğünde ilgili kişilerle görüştüğümde, yeni bina için TGB bölgesinin kullanım hakkı olan tapu şartı konuldu. 1 yıl içinde o TGB bölgesinin tapusu alındı. KOÜ.Teknopark AŞ. yönetiminin onayı ile başlatılan yeni bina çalışması şu an inşaat şirketinin yaptığı bina bölgemiz için araştırma şirketlerinin toplanma ve proje üretim merkezi olacaktır. Görev alanım içinde bir şey yapıldı demekle gurur duyacağımız icraat olduğunu düşünüyorum. Bu işin içinde başından bugüne emeği olan başta o zamanki Valimiz sayın Hasan Basri GÜZELOĞLU’na, rektörümüz Prof. Dr. Sadettin HÜLAGÜ’ye ve herkese tekrar teşekkür ediyorum. Ve nihayet zor da olsa çok güzel ciddi bir proje başlamış oldu.
1 YIL İÇİNDE TGB BÖLGESİNİN TABUSU ALINDI
Önceki dönemde 4 defa başvuru yapılmasına rağmen TÜBİTAK’tan Teknoloji Transfer Ofisi desteği alınamadı. Biz çok güzel bir ekip kurduk ve yıllık 600 Bin TL değerinde TÜBİTAK desteğini aldık. Teknoloji Transfer Ofisi kurumsal bir yapıya dönüştü. Teknoloji transfer ofisi sıradan bir birim değil, Sanayi ile Üniversite iş birliği için önemli bir görevi üstlendi. Bir çok somut projeler TTO aracılığıyla onaylandı. TTO faliyetlerinden(2016 faaliyet raporu) bu durum daha net gözükmektedir. Üniversite ile Sanayi iş birliği tabi ki istenen noktada değil ama önemli denecek aşama kaydedildi.
2016 YILINDA İKİ ÖDÜL ALDIK
Bilim Teknoloji Genel Müdürlüğünce düzenlenen Üniversite sanayi İşbirliği İyi Örnek Uygulaması yarışmasında KOÜ. Kamu Üniversite Sanayi İşbirliği(KÜSİ) İl temsilcisi olarak 2016 yılında iki ödül aldık. Bu durum ekibimin başarılı çalışması sonucu, tabi ki. Bir diğer önemli başarı ise sanayinin başkenti olan Kocaeli, 16.06.2017 tarih itibariyle artık AR-GE merkezi sıralamasında ülkemizde ikinci olması; İstanbul'dan sonra 66 adet AR-GE merkezi bulunan KOCAELİ ikinci durumda. KÜSİ il temsilcisi olarak TTO ekibiyle ve MARKA, KOSGEB, KSO, KOTO, TSE ve Bilim Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü temsilcilerinin katılımıyla yeni AR-GE paketi tanıtımı ve AR-GE merkezi kurulumunun şirketlerimize kazandırdıklarını Bakanlığımız adına düzenlenen toplantılarda anlattık. Bu başarıda emeği olan Sanayicilerimize, Kocaeli Sanayi odasına, Bilim Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğüne ve KOÜ. Teknoloji Transfer ofisine, kısaca emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
İki test merkezi; (MARKA genel Sekreteri sayın Mustafa AYHAN’a başvuru sırasında bizi yönlendirme ve desteklerinden dolayı tekrar teşekkür ederim.)test merkezinin bir tanesi Kartepe’de Uzunçiflik MYO Kartepe Test ve Araştırma Merkezi (KARTEAM)’in kurulması ve İkinci test merkezi TeknoPark AŞ’de koordinatörlüğünü yürüttüğüm yine güzel bir ekip kurarak (Prof. Dr. Engin ÖZDEMİR, Doç. Dr. Taner YILMAZ, Y. Doç. Dr. Şenol ŞAHİN, Y. Doç. Dr. Ersoy Beşer ve Dr. Ahmet ŞEN ile) 27.11.2017 tarihinde açılışı yapıldı. Üniversitemiz için hayırlı olsun. Aklıma gelenler. Unutmuş olduğum kesin farklı faaliyetler vardır.
Son olarak benim duyduğum ve bildiğim en son 04.12.2017 tarihinde bir köşe yazarının kaleme aldığı çok gereksiz ve anlamsız doğru olmayan bir çok iddialarla dolu yazı ile ilgili;. istifa metni ile birlikte verilen fotoğrafı etik bulmamak ne demek. Ben yönetici olarak istifa ediyorum ve oradaki mesaj önce kendime sonra nasiplenmek isteyen herkese, her makamın bir başlangıç ve sonu olduğunu bildiriyorum. Burada etik olmayan nedir.
Bir başka açıklama ise Kurucu Rektörün Üniversitemize ziyaretinin direkt benimle ilişkilendirilmesi; Prof. Dr. Atıf URAL, üniversitemizin kurucu rektörüdür ve 6 yıl Rektörlük yaptı. Üniversitemize ziyareti direkt benim ile ilişkilendirilmesi tamamen yalan, Atıf hocanın ne zaman geleceği ve Senato'da konuşma yapacağını karar verildikten sonra duydum ve 15 yıl aradan sonra üniversitemize gelmesi ve 6 yıl rektörlük yapan bölüm hocamızın umuttepe’deki ziyareti, Üniversite içinde de olumlu karşılandı ve ziyaretin birçoğuna da eşlik ettim. Rektör hocamıza kurumsal bir davranış sergilediği için de teşekkür etmiştim. Daha sonrasında yazarın köşe yazısında sözünü ettiği Atıf hocamızın paylaşımlarının hiçbir tarafını benimsemem imkansız.Hangi tip paylaşımları olduğunu bilmiyorum. Ayrıca köşe yazarı, bilgi olarak benimle ilgili düşüncelerini merak ediyorsa, Atıf hocanın hatıra kitabına bakmasını tavsiye ediyorum.
EN UFAK ÇABA HARCAMADI İDDİASINA CEVAP VERDİ!
“Rektör yardımcısı Prof. Dr. Bekir Çakır asli görevini unutup, zamanının büyük bölümünü üniversiteye hiçbir yararı olmayan siyasiler ve sendikacılar ile geçirerek hocaların araştırma yapmasını, yayın yazmasını, KOÜ’ün bilimsel sıralamada üst sıralara çıkmasını sağlamak için en ufak bir çaba harcamaması” iddiasına, 29.12.2017 tarihinde Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunca (TÜBİTAK) ilan edilen ‘Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi 2017 sıralaması’nda Kocaeli Üniversitesi 24. sırada (önceki yıla göre 9 basamak yükselmesi) yer alması, ekibimiz ile birlikte yapılan çalışmaların eseri olarak en güzel cevap olmuştur.
Ben gizli görüşmeler yapmıyorum, yapılan görüşmelerle ilgili fotoğrafları paylaşıyorum ve böylece şeffaf davranmaya çalışıyorum. Kiminle görüşme yapacağıma kim karar verecek?
-Siz görevi bıraktıktan sonra KOU Rektörü Hülagü’nün sizin geriye dönük çalışmalarınızı incelettiği iddia ediliyor. Sizin böyle bir bilgiden haberiniz var mı?
Böyle bir araştırmanın yapıldığını duydum ve aşırı derecede de üzüldüm. Biz ekip ve takım ruhu içinde çalıştığımızı düşünmüştüm. Ancak bu incelemeyi düşündüğümde bir takım olamadığımızı anladım. Birlikte yapılan işin neyi araştırılıyor. Hangi icraat istişare edilmeden yapılmıştır. Oradan çıkartılabilecek bir şey üzerime mi kullanılmak isteniyor? Bunu kötü niyete bağlıyorum. Ve kötü niyetli olan kişiler buralardan iftira amaçlı cımbızla bir şeyler çıkartabilir. Belki de itibarsızlaştırma için açık yakalama hareketi ki biz yapılan işlerde her zaman istişareyi ön planda tuttuk.
-Eğitim-Bir-Sen’in bir açıklama yapacağı bekleniyordu ama yapılmadı. Sizce neden vazgeçildi?
Benimle ilgili sendikalarla birlikte hareket etti diyenler oldu. Bunun hiçbir haklı gerekçesi yok. İstifa tamamen kendi şahsi kararımdır. İstifa tarihim dilekçemde bellidir. Kimse ile görüşmeye bile gerek kalmamıştır. Çünkü ben son sözü yönetim kurulunda söyledim ve toplantı sonrasında da dilekçeyi EBYS sisteminden gönderdim. STK’ların ve Eğitim-Bir-Sen’in daha sonraki süreçte, açıklama yapacaklarını ben de duydum. Sonra bizzat bana da söylediler. Kendilerinden benim hiçbir talebim olmadı. Ondan sonra ise açıklama yapmadılar. Bunun nedenini kendileri açıklamalıdır.
-Sayın Çakır, sizin için siyasete yeniden atılacak deniliyor. Böyle bir durum söz konusu mu?
Üniversite ortamında kalmak benim birinci tercihim. Mühendislik Fakültesi Elektrik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi ve Üniversitenin yönetim kurulu üyesi olarak üniversiteye faydalı olmak birinci tercihim. Gelecek konusunda konuşmak çok erken.
-Sizi birileri kamuoyunda Cumhurbaşkanı Erdoğan ile karşı karşıya getirecek algı oluşturmaya çalışıyor. Ama ben tam tersi düşüncede olduğunuzu biliyorum. Son olarak eklemek istediğiniz konu var mı?
2011 yılında 24. Dönem Milletvekilliği genel seçimlerinde aday adayı olmaya karar verdiğimde Cumhurbaşkanımız, o zaman Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın umutla, ülkemiz ve İslam alemi için insanlığa hizmet edecek bir lider olduğunu düşündüğümden Ak Parti’den aday olmaya karar verdim. Halen Sayın Erdoğan’ı bir umut olarak görüyorum. Aynı zamanda İslam aleminin umudu ve birleştirecek lider olduğuna inanıyorum.
GENÇLİK KOLLARINI ÜZERİME KİM SALDIRTTI?
Benimle ilgili çıkan haberin senaryo olarak yazılmasına gerek yoktu, bu arkadaşlar beni arasaydılar kendilerine de aynı cevabı verirdim. Yerel seçimde Başiskele’deki adaya oy vermediğimi herkes biliyor, saklamadım. Bunun nedeni çok açık. Mevcut başkanın adaylığı AK Parti Genel Merkezince onaylanınca evimin etrafında bize kim saldırıda bulundu? Gençlik kollarını üzerimize kim saldırttı? Niçin Havai fişekler ve fişek saçmaları evimin çatısına geliyordu? Dört yıl öncesinden bahsediyorum. Bu yaşananlar komşularım tarafından da yadırgandı, fakat ailem gibi görüp aday olduğum camiadan kimse arayıp özür dilemedi. Bizim aile geleneğimizde, insanlığa hizmet her zaman önde olmuştur ve olmaya da devam edecektir.