Haluk Tamyüksel, “Halkın Muhatabı Bir Bürokrat Değildir!”

Kocaeli Haber - İYİ Parti İzmit İlçe Başkanı Haluk Tamyüksel geçtiğimiz gün Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Gökmen Mengüç ile Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanı Mesut Önem tarafından sunumu yapılan Biyokurutma Teknolojili Entegre Tesisi hakkında Bugün Kocaeli Gazetesi’ne konuştu. Söz konusu sunumun Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın tarafından yapılması gerektiğini ifade eden Tamyüksel şu ifadelere yer verdi:

“NASIL OY İSTİYORSANIZ VATANDAŞIN KARŞISINA GEÇİP KENDİNİZİ İFADE ETMENİZ LAZIM”

“Kocaeli’de yaşayan tüm vatandaşlarımız bu kentin faydasına olan her işin yanında olurlar. Lakin şunu yapmak lazım. Seçim dönemlerinde vatandaşın karşısına çıkıp kendinizi nasıl ifade ederek oy istiyorsanız hayata geçireceğiniz bu tarz kritik projeleri planladığınız dönemlerde aynı vatandaşın karşısına geçip kendinizi doğru organizasyonlarla doğru bir şekilde ifade etmeniz lazım. Vatandaşın ne düşündüğünü umursamadan, ‘Ben bu işi basar geçerim’ mantığı ile yürütmeye çalışırsanız bu şekilde vatandaşın tepkisi ile karşılaşırsınız.

“HALKIN MUHATABI BİR BÜROKRAT DEĞİLDİR”

Dünkü yöntem bile bizim aslında bu sürece neden itiraz ettiğimizi ortaya koyan bir yöntem. 6 yıl sonra bu konu ile ilgili ilk defa toplantı yapılıyor. Halkın muhatabı bir bürokrat değildir. Bürokratın sorumluluğu onu oraya atayan belediye başkanına karşıdır. Halka karşı sorumlu olan, seçim dönemi halkın karşısına geçip oy isteyen belediye başkanıdır. Dolayısı ile bu konuyla ilgili gerekli açıklamaları yapması gereken kişi bizzat büyükşehir belediye başkanıydı.

“BELEDİYE BAŞKANI BU AÇIKLAMAYI YAPMAKTAN NİYE KAÇMAKTADIR?”

Büyükşehir belediye başkanı bu açıklamayı yapmaktan niye kaçmaktadır? Acaba konuyla ilgili bilgi sahibi mi değildir? Yoksa bu tesis ile ilgili kendisinin de çekinceleri var ve kendi siyasi geleceği ile ilgili bağlayıcı cümleleri kullanmak mı istemiyor? Yarın ters bir olayda bu işin sorumluluğu ilgili bürokratın üzerine kalsın diye mi düşünüyor? Veya Tahir Bey kendini kaf dağında görüp, ‘Ben gazeteciyle, muhtarla, halkla muhatap olmam. Bir bürokratımı göndereyim, anlatır. Olursa olur. Olmazsa ben zaten bu işi bir şekilde bitiririm’ diye mi düşünüyor? Bunu algılamakta güçlük çekiyorum. Aslen itiraz ettiğimiz mesele de bu.