Emlakçı Enflasyonu: Her Köşe Başında Bir Emlakçı

Bugün neredeyse her köşe başında bir emlakçı görmek mümkün. Kiralık bir ev için 5 ila 10 emlakçının bulunması, ilçelerde adeta bir "emlakçı enflasyonu" yaratmış durumda. Bu mesleğin kolay erişilebilir olması, bilinçsiz ve vicdansız uygulamaları da beraberinde getiriyor.

Kanunlar Var Ama Uygulama Nerede?

DEV MARKALARA CEZA YAĞDI DEV MARKALARA CEZA YAĞDI

Mevzuata göre, emlakçılar tarafından alınan komisyon ücretinin yarısı ev sahibinden, yarısı kiracıdan talep edilmelidir. Ancak pratikte, kiracılar bu yükün tamamını üstlenmek zorunda bırakılıyor. Emlakçılar, ev sahipleriyle “iyi geçinmek” ve daha fazla portföy kazanmak adına komisyonun tamamını kiracılardan talep etmeyi alışkanlık haline getirmiş durumda. Bu durum, hem yasayı hem de vicdanı göz ardı eden bir düzenin ortaya çıkmasına neden oluyor.

Katlanarak Artan Kiralar: Çıkmaz Bir Durum

Kiracılar için işler sadece emlakçı komisyonu ve taşınma masraflarıyla zorlaşmıyor. Yıllık kira artış oranlarının TÜFE oranlarının üzerinde seyretmesi, kiraların her yıl daha da artmasına neden oluyor. Bugün birçok aile, kira bedellerinin asgari ücret ve memur zamlarını geride bıraktığını belirterek bu yükün altından kalkmanın neredeyse imkansız hale geldiğinden şikayetçi. Bu artışlar, kiralık ev bulmayı giderek çıkmaz bir duruma dönüştürüyor.

Kiracılar İçin Maddi Yük Kaldırılamaz Noktada

Bugün bir kiracı için ev bulmak, sadece kira bedelini karşılamak anlamına gelmiyor. Kiracılar, ev arayışında şunlarla da karşılaşıyor:

Bir kira bedeli peşin,
Bir kira bedeli kadar emlakçı komisyonu,
Bir kira bedeli depozito,
Taşınma masrafları (yaklaşık bir kira bedeli).
Bu kadar yükün altına giren bir ailenin, günlük ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanması ise artık şaşırtıcı değil. Yetkililerin, kiracılara daha adil bir yaşam sunmak adına bu soruna çözüm üretmesi gerekiyor.

Evler Boş Kalıyor, Sorun Çözülmüyor

Emlakçıların ve ev sahiplerinin şişirdiği fiyatlar ve yüksek komisyonlar nedeniyle, kiralık evler aylarca boş kalabiliyor. Fakat, fiyatları düşürmemek için sürekli bir direnç gösteriliyor. Zor durumda kalmadıkça kimse bu şartlarda ev kiralamak istemiyor. Hem ev sahipleri hem de emlakçılar, bu açgözlü sistemin uzun vadede kendilerine de zarar verdiğini görmezden geliyor.

Fırsatçılık ve Vicdan: Bir Arada Olabilir mi?

Emlakçıların ve ev sahiplerinin sadece maddi kazanç odaklı düşünmesi, toplumsal bir yara haline gelmiş durumda. Kiracılar, "Allah rızası için biraz vicdan" diyerek seslerini duyurmaya çalışıyor. Ancak mevcut düzen değişmedikçe, bu çağrıların yankı bulması zor görünüyor.

Çağrı: Adil Bir Düzen İçin Çaba Gösterin

Emlakçılara ve ev sahiplerine bir çağrımız var: Fırsatçılığı bir kenara bırakın ve insani değerleri önceleyin. İnsanların sırtına yüklenen bu ağır yüklerin farkında olun ve adil bir düzen için çaba gösterin. Unutmayın, vicdanlı bir yaklaşım hem toplumu hem de bireyleri güçlendirir.

Kaynak: Haber Merkezi