Ahmet Gökmen köşe yazısı

Tusaş saldırısının arkasından yazmış olduğum makalede bu işin bununla kalmayacağını söylemiştim.

Esenyurt belediye başkanının tutuklanması büyük ihtimal planın ikinci ayağı olarak işliyor.

Ahmet Özer’in gözaltına alınma şekli ve daha hakkında kesinleşmiş bir karar yokken yerine kayyum atanması zaten bu işin önceden planlanmış olma ihtimalini gösteriyor.

Yargı süreci adaletli yönetilirse zaten her şeyi net görebilir anlayabiliriz, ama yargı sürecinin sağlıklı yürüme ihtimali pek görünmüyor.

Daha önce bakan yardımcısı olarak görev almış bir savcının bu süreci yürütüyor olması başlı başına bir soru işareti oluşturuyor.

Terörle bir bağlantısı ya da yardım yataklık buna benzer suç unsurları varsa zaten gereken yapılmalı.

Ama zaten Çözüm süreci adı altında Ahmet Özer devletin yürütmüş olduğu bu süreçte aktif rol almış biri, Dem Partili ya da örgüte yakın kişilerle konuşmuş olması gayet normal.

Zira devletin içinde yer alan AKP’li bürokrat ya da milletvekilleri de bu süreçte aktif rol aldı, örgüt yakınlarıyla konuşan herkesi içeri alınacaksa AKP’de dışarda gezen olmaması lazım.

Diğer bir husus Devlet Bahçeli’nin Öcalan’ı mecliste konuşmaya DAVET etmesi ve buna destek veren iktidarın temsilcilerinin de yargı tarafından gözaltına alınması demek.

İKTİDAR UZATTIĞI ELE KARŞILIK BULAMADI

Benim fikrimce Devlet Bahçeli’nin Öcalan çıkışına Dem partisinden gerekli ilgi ve olumlu adım atılmaması nedeniyle CHP üzerinden Dem Partisine bir gözdağı veriliyor.

Ben CHP’ye bile kayyum atayarak istediğime ne yapacağımı gösterdim şimdi de siz aklınızı başınıza alın masaya oturun mesajı vermekte.

Çünkü Erdoğan birkaç gün önce Dem Partisine seslenerek devletin uzattığı barış eline karşılık verin sürece katkı verin diye bir seslenişte bulundu.

Dem Partisinden beklenen karşılık ne olabilir ki! PKK’yı bitirecek gücü yok, Öcalan’ı hizaya getirme gibi bir iradesi yok.

İktidar beklentisini net söylemiyor, Dem de kulağının üzerine yatıyor ne istiyorsan açık oyna diyor.

Ama beklenti açık, masaya otur Anayasa değişikliği için bize destek ol ve Erdoğan’ın tekrar Cumhurbaşkanı olmasının yolunu aç deniyor.

SONRAKİ HEDEF İMAMOĞLU OLABİLİR

Bu sürecin devamında iktidar istediğine ulaşmayınca büyük ihtimal zaten yargı süreci devam eden İmamoğlu ile uğraşmaya başlayacak ve süreç ne zaman İktidarın arzu ettiği sonuca doğru evrilmeye başlarsa o zaman sular durulur.

Ama süreç yaşanırken toplumsal olayların ve sokak olaylarının olma ihtimali bulunuyor.

Zaten bu olayların başlamasıyla beraber, ülke de güvenlik ve kargaşa iç içe girdiğinde toplumu kanalize etmek için algı operasyonları CHP’nin Dem Partinin bir güvenlik sorunu olarak lanse edilmesiyle İktidar süreci uzatarak istediğini almaya çalışacaktır.

Yani sonuç olarak son günlerde yaşanan hareketlilik, bir planın ve bir projenin ürünü olarak yansımakta.

400 vekili Anayasa değişikliği için ikna etmek kolay olmadığı için önümüzde ki günlerde daha farklı olayların olma ihtimali devam edecek.