Çetin Gürol köşe yazısı

Her gün neredeyse sizlerden bu iki başlık ile ilgili şikayetler alıyoruz.

Artık gerçekten şikayetler arşıalaya kadar ulaştı. Ancak maalesef üstüne alınması gerekenler bu iki konuyu da görmezden geliyorlar.

Kimse kusura bakmasın.

Sedaş el değiştirdi.

Yok alışma süreçleriydi filan derken inanın her geçen gün iyiye gidecekken bırakın iyiye gitmeyi 20 yıl önce KEDAŞ iken böylesi elektrik kesintileri yaşanmıyordu.

Bıktırdı, yıldırdı, hatta artık beddua edecek noktaya gelindi.

Onun için kimse kusura bakmasın.

Yada bakarsa da baksın.

Bu bir ihbardır.

Cumhuriyet Savcılarımıza buradan duyuruyorum. Elektrik kesintileri, devamlı süreçte elektrikte dalgalanmalardan dolayı ev veya işyerlerinde yangınlar olursa sorumlusu SEDAŞ’tır.

Ev aletleri yanarsa sorumlusu SEDAŞ’tır.

Hafta içi hafta sonu demeden en azından yaklaşık 8 aydır oturduğum evin olduğu Sepetçi TOKİ başta olmak üzere Yeşilova, Yenişehir mahalleri ile Kartepe ilçesinde bir çok mahallede sürekli elektrikler bir gidiyor bir geliyor.

Pazar günü koymuşuz çayımızı, yanında çerezimizi tam televizyon karşısında günün yorgunluğunu atacağız, şak elektrik kesiliyor. 10 dakika sonra tekrar gelir gibi yapıp tekrar gidiyor.

Bu arada Sepetçi TOKİ DK 21 Bloğun da bilgim dışında yöneticisi yapılınca tabi elektrikler kesilince asansörde kalanları kurtarmakta tabiki bendenize düşüyor.

Anlayacağınız 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını şöyle iliklerime kadar hissederek yaşadığım sırada akşam SEDAŞ iliklerime tuz biber ekti.

Birkaç dostum aynı olayı Kartepe’de yaşadıklarını belirterek isyan ediyorlardı.

Bakın büyük harflerle yasıyorum SEDAŞ YETERRR.

Diğer bu kentin sorunu ise TRAFİK…

İzmit Sepetçi mahallesinden Başiskele girişindeki televizyon binasına yani toplasan 6-7 kilometrelik yolu tam tamına 43 dakikada gidebildim.

Şimdi bu şehrin yöneticilerine sesleniyorum.

Akşam SEDAŞ, sabahta sizin sorumluluğunuzdaki trafik çilesini çekmeye zorunlu muyuz?

Şimdi hemen diyebilirsiniz araç sayısı hızla arttı.

Evet ama basit bir çözüm söylüyorum. Sabah saatlerinde kent içine tırları, kamyonları sokmayın.

Karayollarındaki girilmez tabelaları boşuna mı diktiniz.

O tabelaların gereği yapılsa giren tır ve kamyonlara ceza kesilse bakın trafik nasıl akacak.

Türkiye’ye en çok vergi ödeyen bir kentin vergisini eline para geçmeden maaşından ödeyen bir ferdi olarak bu iki müzdarip olayları yaşamak bize hak mı?

Sayın Cumhurbaşkanım Recep Tayyip Erdoğıan’a sesleniyorum.

Bu kentin insanları artık hem SEDAŞ’tan hem de trafik çilesinden bıktı.

Sizin sadece bir sözünüz ile bu işlerin çözüleceğinize inancımızdan buradan size sesleniyorum.

Bu kentin sahipsizliğine bir son verilmesini istiyoruz.

Başlıkta da Türkçe defalarca yazdığım için belki İngilizce anlarlar diye, “ that does it” yazdım. (Yeter artık)

Karayollarına kalırsa bu işler vay halimize ki vay…