Fatma Hale Yıldırım'ın köşe yazısı

“Allah’ım ruhunun bereketini bu yazıya akıt ki sözlerim tesirli olsun. Kalplerimizi dirilt ki tüm insanlık muhabbetle ve aşkla sana koşsun.”

Hepimiz için tövbe ediyorum Ey inananlar!

İman edenler için… Müslüman kardeşlerimizin akan kanlarının her damlası için, adaletin olmadığı yerde sesimizi yeterince çıkaramadığımız için, yaşadığımız karanlık çağda debelendiğimiz için, yolsuzluğun ve riyanın zirve yaptığı her yerde vakarla duramadığımız için, HAK deyip de haksızlığa darbe vuramadığımız için tövbeler ediyorum. Yakup peygamberin “ben Allah’a ettiğim dua sayesinde hiç bedbaht olmadım.” dediği gibi teslimiyetimizi, tövbemizi ve duamızı kabul buyur Allahım.

Şiddetli ve kötü bir rüzgâr esiyor üzerimize. Yerinden ediyor sarsılmaz sandığımız köklerimizi, dallarımızı uçuruyor, kırıyor. İnancımız, davamız, değerlerimiz abartılı uygulamalara ve mesnetsiz faaliyetlere kurban gidiyor. Dik duran, eğilmeyen, hakikat davasını güden suçlu ilan ediliyor. Gerçek dindarlık ve erdem unutuluyor yerine tehlikeli düşünceler, şeytani dürtüler geliyor. Aldatma, sahtekârlık, günah ve suçlar…yalanın, uydurmanın kol gezdiği anlar, en kötüsü de kısır ve iffetsiz akılların artan entrikaları. Bunlara hayvani tutkuları harekete geçiren acı kavgaları ve tartışmaları da ekliyorum. Tüm bu kötü mefhumlar arttıkça korkunç bir fırtına gibi şiddet yerini alıyor. Kardeş kardeşe düşüyor. Şeytan ve habis kalpler seviniyor.

Dünyamız ne kadar aydınlanmış olursa olsun güzel davranış ve fıtrat bakımından da o kadar eksiğiz. Bu çağın felsefesi üzgünüm ki maneviyatla uyuşmuyor. Kirlenmiş zihniyetlerin kampanyaları durmak bilmese biz safları sıklaştırıp bu kötü kampanyaların büyüsünü “inananlar” olarak çökerteceğiz!