Türk sinemasının dört yapraklı yoncasından biri olan Filiz Akın, 82 yaşında hayatını kaybetti. Uzun süredir sağlık sorunlarıyla mücadele eden Yeşilçam'ın zarif yıldızı, tedavi gördüğü hastanede hayata gözlerini yumdu. Sağlık Bakanlığı, Filiz Akın'ın vefat haberini resmi açıklamayla duyurdu. Peki Filiz Akın kimdir? Filiz Akın neden öldü, hastalığı neydi? İşte detaylar...
FİLİZ AKIN KİMDİR?
Yeşilçam’ın unutulmaz isimlerinden Filiz Akın, 2 Ocak 1943'te Ankara’da doğdu. Gerçek adı Suna Akın olan sanatçı, Ankara Koleji ve Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde eğitim aldı. 1962 yılında düzenlenen Artist yarışmasını kazanarak sinema dünyasına adım attı. İlk filmi Akasyalar Açarken ile dikkat çeken Akın, kısa sürede Yeşilçam’ın en gözde kadın oyuncularından biri oldu.
YEŞİLÇAM’IN ZARİF YILDIZI
Filiz Akın, 1960’ların sonlarından 1970’lere kadar Tarık Akan, Cüneyt Arkın, Kadir İnanır ve Ediz Hun gibi dönemin en ünlü aktörleriyle başrolleri paylaştı. Sarı saçları, modern tarzı ve entelektüel kişiliğiyle Türk sinemasında kendine özgü bir imaj yarattı. Dört yapraklı yoncanın dördüncü ismi olarak Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit ve Fatma Girik ile birlikte Türk sinemasının en güçlü kadın figürlerinden biri oldu.
FİLİZ AKIN KAÇ FİLMDE OYNADI?
Sanat hayatı boyunca Ankara Ekspresi, Utanç, Tatlı Dillim, Yalancı Yarim, Dağlar Dağlar, Kader Bağlayınca, İstanbul Tatili gibi unutulmaz yapımlarda rol aldı. 1970 yılında Ankara Ekspresi filmindeki performansıyla Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandı. Yüzü aşkın filmde yer alan Akın, Türk sinema tarihine adını altın harflerle yazdırdı.
FİLİZ AKIN NEDEN ÖLDÜ?
2000’li yıllarda kansere yakalanan Akın, uzun süren bir tedavi sürecinin ardından hastalığı yenmeyi başarmıştı. Ancak son yıllarda sağlık sorunları nedeniyle tedavi görüyordu. Filiz Akın'ın vefatına ilişkin detaylı açıklama henüz yapılmazken, cenaze törenine dair bilgilendirme önümüzdeki günlerde paylaşılacak.
FİLİZ AKIN’IN KÜLTÜREL KATKILARI
Filiz Akın, sinema kariyerinin ardından televizyon programları sundu, gazete yazıları yazdı ve kişisel deneyimlerini anlattığı kitaplar kaleme aldı. Avrupa kültürüyle olan güçlü bağı sayesinde modern ve zarif kimliğiyle öne çıktı. Sinema dünyasından uzaklaştıktan sonra da topluma moral veren, güçlü bir kadın figürü olarak hafızalara kazındı.
