Yelken Kafe’den Burnuma Gelen Pis Kokular!

Ahmet Gökmen’in Köşe Yazısı

Abone Ol

Öncelikle; Bugün Kocaeli Gazetesi’nde yazacak olmanın imkanını sağlayan değerli İmtiyaz Sahibi Tuncay Arıcan ve Ahmet Akçaalan’a teşekkür etmek istiyorum.

En Kocaeli ile olan uzun yolculuğun ardından sorgusuz sualsiz kapılarını açmaları beni onore etti.

Bizim sadece yazı yazmadığımızı, analiz ve araştırma yaptığımızı bilen gören ve kalemimizi, doğru bildiklerimden taviz vermeden yazacağımıza emin olduklarını gösterdikleri içinde ayrıca teşekkür ediyorum.

Yazdıklarımızın ve yazacaklarımızın tek istikameti olacak, o da doğru ve dürüst olanlarla yürümek, yanlış ve kötü niyetli olanlara karşı da mücadele etmek olacak.

YELKEN KAFE AİLE ŞİRKETİ OLARAK YÖNETİLMİŞ

Daha önce yazmış olduğum, Derince Belediyesi Meclis Toplantısı değerlendirmesinin bir bölümünü konulara tam hakim olabilmek için sonraya bırakmıştım.

Aslında meclis dışı konular ve özel bilgiler edindim. Bu bilgiler şu an için nasıl edindiğim ile ilgili tarafı bende kalacak çok özel bir durum olmadığı sürece açıklama gereği duymuyorum.

Aslında Yelken Kafe’de yaşananlar bir çoğunuzun iktidar politikaları olarak zaten yapılan yolsuzluk iddialarını barındırıyor.

Önceki dönem sürekli zarar ettiği için zamanın belediye başkanı Zeki Aygün tarafından sermaye artırımına giderek kurumun içi boşaltılmış ve borç batağına sokulmuş.

Seçimlere 3 ay kala Zeki Aygün aday olmayacağını anlayınca önce belediyedeki mesaisini azaltmış daha sonra da her şeyi boş verdiği için belediyeyi yol geçen hanına çevirmişler.

Bu 3 aylık süreçte Yelken Kafe’de de çalışan işçilerin SSK borcu ve vergi borçları ödenmediği için 88 kişi çalışan kurumda milyonlarca ekstra borç oluşmuş.

Konu sadece bundan ibaret değil, Yelken Kafe aile şirketi olarak yönetilmiş. Tüm mahrem bilgiler aile arasında sır olarak kalsın diye herhalde. Aile şirketi derken kendi partililerinden oluşan bir yönetim gibi aklınıza gelebilir, öyle değil efendim. Bildiğiniz aile şirketine çevirmişler.

Yönetimin başı damat, gelin ve oğul yapılanmasından oluşuyor. Şimdi kurumun neden zarar ettiğini neden sürekli sermaye artırımına gittiğini anlamışsınızdır.

Daha da anlamanıza yardımcı olacak başka bir konuyu anlatmak istiyorum. Kurum bile bile nasıl zarar ettirilmiş onu anlatayım.

BİLE BİLE ZARAR BİLE BİLE LADES

Hani AKP’li Derince Belediyesi Meclis Üyesi Arif İpek demişti ya burası sosyal tesis tabi ki zarar edecek demişti “şimdi hizmet ederken zarar ya da kar edersin bunu anlarım, bu ticarette bazen oluşan durumlar.

Ama siz piyasa değerlerinin üzerinde ürün alımı yaparsanız kurum tabi ki zarar edecektir. Bakınız Yelken Kafe’ye alınan tek bir üründen bahsediyorum. Toplu halde alınan tavuğun adet fiyatı eski aile şirket yönetimi tarafından 205 TL’ye alınmış.

Aynı tavuğu aynı firmadan üzerinden aylar geçmesine ve üzerine zam gelmesine rağmen Sertif Bey’in atadığı müdür 165 TL’ye almış arada tavuk başına 40 TL fark var.

Şimdi bir hesap yapalım; günlük 100 adet tavuk alındığını hesap edelim, bence daha fazla da alınıyor olabilir. 40X100 yaptığımızda 4 bin TL yapar. Bunu 30 ile çarptığınızda 120 bin TL yapar. Bu sadece bir kalemde kurumun uğradığı zararı gösterir.

Şimdi burada sadece tavuk yenmiyor. Kırmızı et var, patates, soğan, domates, biber salatalık, içecek ve yüzlerce kalem ürün var.

Hepsini üst üstte koyduğunuzda, bir kurumun bırakın kar etmesini aylık zararını hesap ettiğiniz zaman bu zararın ne şekilde kimlerin cebine ne şekilde yansıdığını anlamak zor olmasa gerek.

Şimdi Yelken Kafe için zam yapılıyor yaygarası yapanların aslında neyin üstünü örtmeye çalıştıklarını anlamak zor olmasa gerek.