Çoğu kez Türkiye'nin her yerine gitme imkânım oluyor.
Sosyolojik ve ekonomik olarak, değişik bölgelerde izlenimlerimle, yurdumun nabzını tutmaya çalışıyorum.
Bugünkü yazımda yine ekonomik konular öne çıkıyor.
Gerçekten ülke olarak, son zamanlarda ekonomik olarak zor bir süreçten geçiyoruz.
Bir başka açıdan bu konuya bakacak olursak, piyasalarda denetimsizlik, kontrolsüzlük dikkati çekiyor.
Marketlerde olsun, diğer işletmelerde olsun, ciddi anlamda başı boşluk denetimsizlikler var.
Belediyeler bünyesindeki zabıta birimleri, yeterince piyasa kontrolü yapmıyor.
Aslında önceleri Tariş, Tanzim satış mağazaları gibi bugünde Tarım kredi kooperatif marketleri kuruldu.
Ülke genelinde şube sayılarının çoğaltılması en azından fiyatların denetimi konusunda olumlu olacağını düşünüyorum.
Bunlardan daha önemlisi tabiki
Üretim şart!
Piyasalarda denetimlerin artması kadar, insan ahlâkının da vicdani olarak, piyasaya yansıması önemli bir konu.
Çok acıda olsa, birkaç örnekleme ile, işletme sahiplerinin yaptığı olumsuz davranışları, yazmadan geçemeyeceğim.
Altı kişilik turist kafilesine yirmi yedi bin liralık hesap kesen işletme, hesaba itiraz edilince altı bin liraya iniyor.
Büyük bir meblağ olarak işletmeye para cezası kesildi.
Yine turizm bölgesinde turistleri taşıyan tur şoförleri, gelen turistleri alış veriş yapmak üzere istedikleri satış mağazalarına yönlendirerek satış üzerinden komisyon alıyorlar.
Ancak, bir müddet sonra mağaza sahipleri, turistler satın aldıkları ürünleri iade etti diyerek, komisyon verdiği tur şoföründen komisyon miktarını geri istiyor.
Şoför de turistlere satın aldığınız ürünleri iade mi ettiniz diye soruyor.
Turistlerde hayır etmedik ürünler bizde diyor.
İşletme sahipleri sırf verdiği komisyonu geri alabilmek için, alavere dalavere yapıyor.
Otel fiyatları normalde bin lira olan şehirde, turizmin dönemi en ucuz otel fiyatları geceliği üç bin liradan başlıyor.
Daha bunun gibi ne örnekler var.
İnsan ahlâkı, adalet, vicdani sorumluluk olmadıkça toplumun huzuru yoktur.
Çok çalışmalıyız, üretmeliyiz, hakça paylaşımcı olmalıyız.
Emek hırsızlarına, soyguncu düzene hep birlikte dur demeliyiz!
Aksi halde meydan yine haramilere kalır.