TUSAŞ SALDIRISI NE ANLAMA GELİYOR?

Ahmet Gökmen köşe yazısı

Abone Ol

Çok ilginçtir ki! Devlet Bahçeli’nin Öcalan açıklamalarının ardından Tusaş saldırısı gerçekleşiyor.

Saldırıyı yapanların PKK örgütüne ait olduğu ortaya çıktı, burası daha da ilginç duruyor.

Çünkü; İktidar bir açılım bir uzlaşı yeni bir dönemin ilk adımını atmışken PKK böyle bir saldırıyı neden yapsın?

Daha Öcalan’dan bir karşılık gelmedi, hangi konularda uzlaşma talebi olduğu konuşulmadan bunu baltalayacak hareketi neden yapsın?

Hemen aklımıza gelen yakın tarihlerde gerçekleşen 2015 Haziran ayında yapılan seçimleri iktidar kaybettiğinde ki olayları hatırlayalım.

Seçimlerin ardından İstanbul’da, Ankara’da ve Diyarbakır’da kalabalık ortamlarda gerçekleşen patlamaların ardından Kasım ayında erken seçim yapılmış iktidar tekrar iş başına gelmişti.

İktidarın devamlılığı esas alan iç ve dış dinamikler bu saldırıyı organize edip insanları korku iklimine sokarak halkı kanalize etmişti.

Bugünde “Devlet Bahçeli’nin açıklamalarının ardından, toplumsal tepkiyi azaltmak ve bak PKK varlığını devam ettiriyor, bunun bitirilmesi açısından bu açıklamayı meşrulaştırmak için AKP’yi iktidarda tutmak isteyen odakların bir organizasyonu gibi duruyor.

Topluma da bakın biz PKK’yı bitirmek için bir adım attık ama dış güçler buna karşı çıkıyor, bizi engellemek istiyor, algısını oluşturmak için yapılmış bir diğer unsur.

İktidar tekrar hükümetin başına geçene kadar daha doğrusu Recep Tayyip Erdoğan’ın tekrar Cumhurbaşkanı olma yolu açılana kadar bu tür olayları görmeye devam edebiliriz.

Lanet olsun PKK ile uzlaşın artık ve biran önce seçimler yapılsın da bitsin bu olaylar denecek duruma bu toplum Getireceklerini düşünüyorum.

Bu süreç yaşanırken toplum bezdirilmiş ve kargaşa ortamının verdiği rehavetle doğru sandığını şeylerin bile yalan olduğunu sonradan anlayacak.

Özellikle daha önce ki yazımda da belirttim, iktidarın yeni uzlaşı sürecini yürütürken Selahattin Demirtaş’ın sürecin dışında tutulması bu işin daha önceden planlanmış bir organizasyon olduğunu gösteriyor.

ÖZGÜR ÖZEL MUHALEFETİN SESİ OLAMIYOR

Normal şartlarda Bahçeli’nin açıklamalarının ardından büyük bir toplumsal tepki oluşması gerekirken hemen ardından Tusaş saldırı olması bir nevi tepkilere set çekmiş oldu.

Ana muhalefet partisi Lideri Özgür Özel’in Devlet Bahçeli’nin açıklamalarına karşı bende elimi arttırıyorum Kürtlere bir devlet vadediyorum demesi bir intihardır.

Diyarbakır’da yaptığı ziyaretlerin ana teması PKK ile olası uzlaşıyı meşrulaştırmak için sanki kendisine özel bir görev verilmiş gibi söylemler içinde kendisi.

Ana muhalefetin yapması gereken İktidarın oynadı uzlaşı oyununun ne anlama geldiğini ve toplumsal olarak verdiği mesajın ne olduğunu açıklaması gerekirdi.

İnsanlar bir şok! Yaşarken ikinci bir şok saldırı dalgasıyla şaşkınlık içindeyken, Basın karşısına çıkıp iktidarın savrulduğu boşluğu topluma anlatması gerekiyordu.

Sonuç olarak Yeni bir döneme yeni bir siyasi sürecin içerisine doğru itiliyoruz.

İnşallah sonu felaketle bitmeyen süreci sağlıklı bir şekilde yürüten aklıselim bir dönem yaşanır.