Hayatın akışı kimi zaman bir nehir gibi durmaksızın, aynı patikada, aynı eğimde akar gider. Bazen fark etmeyiz bile o akışı; suyun altından kayıp giden taşlar gibi, her şey suyun içine gömülür, günler geçer. Fakat bazı günler vardır ki, nehirden sıyrılan o bir damla su, varlığını tüm hücrelerimizde hissettirir. Bugün işte o günlerden biri; sıradanlıktan sıyrılan, derinliklerinde saklı bir anlam barındıran, başka bir gün.
Bu sabah uyanırken hissettim.
Hava biraz daha serin, güneş biraz daha solgun, gökyüzü bulutların arasında kaybolmuş gibiydi. Ama tam o an içimde bir kıpırtı oldu. Bilirsiniz, o tarifsiz his... Sanki dünya, beni uyandırmak için hafifçe omzuma dokunmuş gibi. "Bugün başka," dercesine. O an anladım ki, bugünün enerjisi farklı. Ne oldu, ne olacak bilmiyorum; ama bir şeylerin değiştiğini hissediyorum.
Düşünsenize, insan ömrü sayılı günlerle dolu.
Günlerin kimisi hafızamızdan silinirken, bazıları ruhumuzda derin izler bırakır. Belki bugünü özel kılan, anın içindeki o belirsizliktir. İnsan, tam olarak nedenini bilmediği şeylere daha çok bağlanır. Bugün de belki öyle bir bağ kurmamıza neden olacak o bilinmezliğin peşinde sürükleniyoruz. "Bugün başka," diyorsak, mutlaka bir nedeni vardır. Belki göremediğimiz, belki daha yaşanmamış ama içten içe bizi şekillendiren bir neden...
Bu özel günlerin farkına varmak, işte tam da burada başlıyor.
Bizi çepeçevre saran hayatın, sıradanlık kisvesi altında ne büyük değişimler taşıdığını fark etmek, çoğu zaman gözlerimizin önünden kayıp gider. Oysa farkında olmak, aslında bir uyanışın kapısını aralamaktır. "Bugün başka bir gün," diye başladığınız her sabah, aslında bir fırsattır. Kendinizi yeniden keşfetmek, hayatın anlamını biraz daha irdelemek, belki de yıllardır ertelediğiniz o adımı atmak için bir fırsat. Çünkü her değişim, bir uyanışla başlar ve her uyanış, o özel güne denk gelir.
Biraz daha düşünelim.
Ya bugün, bizi bekleyen fırsatları görmemize vesile olacaksa? Ya bugünün getirdiği o "başkalık" bizi hayatımızın en önemli dönüm noktasına sürükleyecekse? Bu ihtimalleri düşünmek bile insana bir heyecan verir, değil mi?
Bugünün öyle sıradan bir gün olmadığını artık anlıyorum. Belki o uzun zamandır kapısını çalmayı unuttuğum eski dostu aramanın vakti gelmiştir. Belki bir kitaba başlamak, belki sadece bir kahve eşliğinde derin bir nefes almak… Her ne olursa olsun, bugün bir değişimin günüdür. Çünkü hayat, her şeyin üstüne durmadan yazılan bir şiirdir. Şiirin mısraları, hayatın bize sunduğu o değişik günlerde gizlidir. Her dize, başka bir dönüm noktasıdır.
Bugün başka bir gün.
Bu, belki de hayatın bize verdiği en büyük hediye. Ve biz bu hediyeyi nasıl açacağımıza karar verirken, zaman yavaşça akıp gitmeye devam ediyor. Gün bitmeden, belki de bugünün ne denli önemli olduğunu anlamamız gerekiyor. Çünkü yarın her şey eskiye dönebilir, ama bugün… bugün başka bir gün.
Ne dersiniz? Belki de hayatın tam da bu anında, o başka günün kıymetini bilmek en büyük kazancımız olabilir.
Bugün, dünden farklı hissettiren bir günse, bunun kıymetini bilmeliyiz.
Yaşamın getirdiği küçük değişiklikler büyük kapıları aralayabilir. Farklı bir gün, yeni bir başlangıç olabilir. Çünkü hayat, biz planlar yaparken başımıza gelenlerden ibarettir.
'Bugün' başka bir gün.
Bu günü nasıl değerlendireceğimiz ise tamamen bizim elimizde.
Değerli okuyucularım;
Bundan böyle sizlere kentimizin en değerli haber sitesi olan Bugün'den sesleneceğim.
Bugün Kocaeli'nin bugünlere gelmesinde büyük emekleri bulunan Ahmet Akçaalan ve Gülşah Yücel Ay'a çıktıkları yolda başarılar diliyorum.
Gazetemizin imtiyaz sahibi Tuncay Arıcan'a ve Genel Yayın Yönetmenimiz Çetin Gürol'a bana olan güvenleri için sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
Bugün Kocaeli Gazetesi'nde kentin nabzını tutmaya ve keyifli işler yapmaya devam edeceğiz.
İlk yazımı "Dün, dünde kaldı. Sen 'Bugün'e bak..." diyerek sonlandırmak istiyorum.
Sağlıklı ve huzurlu günler dileği ile...