1994 yılında tanışan 97'de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hapiste ziyaret eden Kocaeli’nin tanıdığı isim Kentsel Tasarımcı Talha Kös, siyasetçi ve bürokratlara FETÖ konusunda uyarıda bulundu. Kös, “Kocaeli’nde göreceksiniz bazı isimler tasfiye olacak. Benim kendilerine tavsiyem edeplerince geri çekilmeleridir’ ifadelerini kullandı.
Röportaj; Ahmet AKÇAALAN
Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için “94 de tanışmak nasip oldu. O yıllarda idolümdü. Hapse girdi. 15 günlük periyodlarla kendisini hapiste defalarca ziyaret ettim. Uzun sohbetlerimiz olurdu. Ardından parti kuracağını bana Kısıklı’daki evinde söylemiş ve uzunca anlatmıştı” cümlelerini kullanan Kocaeli ve Ankara kamuoyunun tanıdığı Kentsel Tasarımcı Talha Kös, Bugün Kocaeli’ye özel röportaj verdi.
BU İŞTE BİR TUHAFLIK YOK MU?
Ulusal ve yerel siyasete dair önemli değerlendirmelerde bulunan Kös, FETÖ konusunda Kocaeli için dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Kös, “Bu işte bir tuhaflık yok mu? Kocaeli’ndeki arınma mutlak sağlanacaktır, bu yakındır. Göreceksiniz. Maalesef ki öyle. Bu kentte 15 Temmuzdan çok kısa süre önce bugün FETÖ den içeride olan, o zaman da FETÖ’cü olduğunu bildiğimiz müteahhitlere adeta kefil olanların bugün hala üst düzey bürokrat olması sizi rahatsız etmiyor mu? Bu işte bir tuhaflık yok mu? yakın zamanda bu kentte ki şüphelerin de ortadan kalkacağı müdahaleler olacağına olan inancım tamdır” ifadelerini kullandı.
KENDİLERİNİ KORUMAYA ÇALIŞIYORLAR
‘Bir diğer meselede; geçmişte FETÖ ile iç içe olan bazı Belediye Başkanlarının, bugün özellikle Ankara’dan güçlü hamiler edinerek kendilerini korumaya alma gayreti içinde olduklarını görüyorum. Ama çok açıklıkla söylemeliyim ki bu gayretleri beyhudedir. Dün, pensilvanyadaki sümüklünün elini öpmek için ABD’ye gidip överek kazanım elde edenler, bugün sövmek suretiyle yine kazanım elde edeceklerini düşünüyorlarsa bilmelidirler ki büyük bir yanılgı içindeler. Ve yine diyorum ki; ben devletime güveniyorum, bu bahsettiklerimin hepsi tasfiye olacak. Benim kendilerine tavsiyem edeplerince geri çekilmeleridir’
İşte o röportajımızı tamamı;
-Önümüzdeki seçimlerle ilgili Ankara’dan bakınca düşündükleriniz nelerdir?
Milli İttifak benim yıllarca hayalini kurduğum bir denklemdi. Tıpkı 91 seçimlerinde Rahmetli Hocam Necmettin Erbakan ve Rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş’in gerçekleştirdiği ve o zaman Kutsal İttifak olarak nitelendirilen mutabakat bugün çok daha geniş bir sosyolojik tabanda hayat buldu. Burada özellikle 15 Temmuzdan bu yana ortaya koyduğu duruşla Dr. Devlet Bahçeli’nin katkısı tarihe altın harflerle geçecektir.
-Siz Milli Görüş Kökenlisiniz, Saadet Partisinin duruşu ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Saadet partili arkadaşları üzecek bir şey söylemek istemem. Partinin ilk gençlik başkanıyım ve gençlik kolları kurucu genel başkan yardımcısıydım. Gönlümün arzu ettiği; Milli Mutabakatta yer almalarıdır bunun için hala fırsat var.
-Erbakan vakfı ve Fatih Erbakan’ın çizgisini değerlendirir misiniz?
Fatih Erbakan benim rahmetlik liderimin ve Hocam’ın oğlu, 20 yıllık arkadaşım, acı tatlı günlerimiz oldu. İyi yerlerde olması Yüce Allah’tan dileğimdir. Kamuoyunun bilmediği güzel özelliklere ve hasletlere sahip biridir.
- Mesela?
Mesela Fatih Erbakan’ın hayatı boyunca eda edemediği namazların çetelesi bellidir ve yatağının başucunda durur. İlk öğrendiğimde bu beni çok etkilemişti.
-CHP’nin bu süreçte akıbeti ile ilgili yorumlarınız nedir, özellikle son günlerde İstanbul İl Başkanının tweetleri ile ilgili tartışmalara ne diyorsunuz?
EN SAĞDUYULU SEÇMENİ KOCAELİ’NDE
CHP’nin en sağduyulu seçmeninin Kocaeli’nde olduğunu düşünüyorum. CHP içinde yaşanan son gelişmeler Atatürk’ün kurucusu olduğu bir partiye yakışmıyor. Parti içinde bölünme olacağını düşünüyorum. Ben partilere ve siyasi görüşlere tarafgirlikle yaklaşmam. Bendensen her yaptığın doğru benden değilsen her yaptığın yanlış mantığı Türk Siyasetinin intihar reçetesidir. Bölücüler hariç her parti kendi doğrularıyla ülkesinin bekası için çalışıyor. Bu noktada CHP’nin bugün geldiği durum sağduyulu CHP’lileri çok üzüyor olmalı. Umarım bunları aşar ve güçlü bir muhalefet hüviyetine kavuşurlar. Ama an itibariyle şu anki CHP’nin muvaffak olması imkânsız görünüyor.
-FETÖ ile ilgili süreci değerlendirir misiniz?
FETÖ Konusunda Cumhurbaşkanımızın yalnız olduğunu 15 Temmuzdan öncede her platformda dillendiren bir kardeşinizim. Maalesef ki hala aynı görüşümü muhafaza ediyorum.
-Sanırım siz 15 Temmuz gecesi Ankara’da çatışmaların içindeydiniz.
Evet, henüz Cumhurbaşkanımız bile anons etmeden dışarı attım kendimi. Direkt Genel Kurmay kavşağına gittim. Gözümün önünde onlarca insan şehit oldu. Bize nasip olmadı. Esas konuya döneyim yani Fetö ile mücadele sürecine. Dediğim gibi bu konuda Sn. Cumhurbaşkanı ve Dr. Devlet Bahçeli en samimi mücadeleyi veriyor. Ama pek çoğu hala bu süreçte ‘’mış gibi’’ yapıyor.
-Kocaeli’nde de öylemi?
Maalesef ki öyle. Bu kentte 15 Temmuzdan çok kısa süre önce bugün FETÖ den içeride olan, o zaman da FETÖ’cü olduğunu bildiğimiz müteahhitlere adeta kefil olanların bugün hala üst düzey bürokrat olması sizi rahatsız etmiyor mu? Bu işte bir tuhaflık yok mu? Ama ben devletime güveniyorum, yakın zamanda bu kentte ki şüphelerin de ortadan kalkacağı müdahaleler olacağına olan inancım tamdır.
KENDİLERİNİ KORUYMAYA ALDILAR
Bir diğer meselede; geçmişte FETÖ ile iç içe olan bazı Belediye Başkanlarının, bugün özellikle Ankara’dan güçlü hamiler edinerek kendilerini korumaya alma gayreti içinde olduklarını görüyorum. Ama çok açıklıkla söylemeliyim ki bu gayretleri beyhudedir. Dün, pensilvanyadaki sümüklünün elini öpmek için ABD’ye gidip överek kazanım elde edenler, bugün sövmek suretiyle yine kazanım elde edeceklerini düşünüyorlarsa bilmelidirler ki büyük bir yanılgı içindeler. Ve yine diyorum ki; ben devletime güveniyorum, bu bahsettiklerimin hepsi tasfiye olacak. Benim kendilerine tavsiyem edeplerince geri çekilmeleridir.
Türkiyede üç büyük tehlike var.
Bölücüler,
Fetocular,
Totocular...
En tehlikesi üçüncüsüdür.
Herkesin üzerine toto oynar,
Kim güçlüyse O'na basar,
Devir değişince ilk onlar satarlar...
Her şey olur,
Adam olamazlar...
Sonuç olarak öncelikle siyasette bir arınma şarttır.
OHAL süreci de bu arınma henüz tamamlanmadığı için devam etmektedir.
Kocaeli’deki arınma mutlak sağlanacaktır, bu yakındır. Göreceksiniz.
-Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimi kazanır mı?
Ben ülkemi sevdiğim için şu an Cumhurbaşkanımızı destekliyorum. Meseleye tarafgirlikle yaklaşmıyorum. Şu an adeta ikinci istiklal harbini yaşadığımız sancılı günlerden, Tayyip Erdoğan liderliğinde başarılı olarak çıkacağımıza inanıyorum ve sonuna kadar destekliyorum.
-Sayın Erdoğan’la tanışıklığınız olduğunu ve sizi iyi tanıdığını duyuyoruz. Nedir Cumhurbaşkanı ile ilgili hikâyeniz?
Bunu pek fazla konuşmayı sevmiyorum aslında. Çünkü yıllarca kendisinin ismi üzerinden nemalanan ve güç devşiren bir kitle var. Bu kategoride anılmak istemediğim için hiçbir platformda bu hukuku kullanmadım. Kaldı ki kendisi de ismiyle kazanım edinenlere geçtiğimiz günlerde tabiri yerindeyse isyan etti. Bizler hiç kimsenin ismiyle değil, kendi niteliklerimizle ne yapacaksak yapmalıyız.
Şimdi sorunuzu cevaplandırabilirim.
Evet . Eski tanışırız.
94 de tanışmak nasip oldu. O yıllarda idolümdü. Ben MGV Bilkent üniversitesi Başkanı idim. Belediye Başkanlığı döneminde kendisini iki kez davet ettim ve üniversitemde konferans verdirdim. Sonrasında abi-kardeş hukukumuz oluştu. Bilindiği üzere dostlarına çok vefalı biridir. Hatta ailemin geçirdiği bir trafik kazasında Hereke-Şirinyalı ‘daki yazlık evimize geçmiş olsun ziyaretine bile gelmişti.
Sonrasında yasaklı oldu. Hapse girdi. 15 günlük periyodlarla kendisini hapiste defalarca ziyaret ettim. Uzun sohbetlerimiz olurdu. Ardından parti kuracağını bana Kısıklı’daki evinde söylemiş ve uzunca anlatmıştı. O dönem ben Erbakan Hocam’ın yanında kalmış ve Saadet partisinde siyasete devam etmiştim. Sn. Cumhurbaşkanımızla abi kardeş hukukumuz devam etti. Hala da böyledir, en azından ben böyle görüyorum.
-Birazda Kocaeli’nden bahseder misiniz? Kent gündemini takip ediyor musunuz?
Evet hem kentteki dostlarım üzerinden hem de sizlerin vasıtasıyla takip ediyorum tabi.
-Real arazisi olarak bilinen yer de ki imar düzenlemeleriyle ilgili tartışmalar için düşünceleriniz nedir? AK parti Kocaeli Milletvekili Mehmet Akif Yılmaz’ın çıkışını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Evet o meseleyi ve yansımalarını ben de takip ettim. Akif kardeşim iyi niyetli bir çıkış yaptığına inanıyorum. Ama belki şaşıracaksınız yaptığı eleştiride biraz mübalağa gördüm.
-Yani Milletvekilinin eleştirisine katılmıyor musunuz?
Hayır katılmıyorum, bunu izah edeyim:
Akif benim çok eski dostum ve kardeşimdir, bu arazinin sahibiyle de merhabadan öteye bir hukukumuz yoktur. Bunu söylemek zorundayım, çünkü kimse dediklerimde art niyet aramasın. Bu mesele benim uzmanlık alanım.
1.si söz konusu düzenleme 10 kat, yani öyle devasa bir ölçek değil. Ben yapılan tartışmaları duyduğumda 30-40 katlı bir şey sandım. Şimdilerde, Yüksek yapılarla ilgili bir eleştiri modası başladı, bu doğru değil. Yüksek yapılar doğru yerde doğru bir şekilde yapıldığı zaman, açık alan avantajı sağladığı gibi alt yapı maliyetlerini de düşürür. Yanlış olan olan yüksek yapıların yanlış yerlerde yapılmasıdır. Sayın Cumhurbaşkanımızın verdiği örnekler bunlardır. Şimdi dünyanın gelişmiş ülkelerinde en gelişmiş şehirlerde aşırı yüksek yapılar var.
İzmit’imiz topografyası hareketli ve arazinin değerli olduğu bir şehirdir. Mesela Kent Konutun Cedit Erenlerde yaptığı uygulamalar son derece yanlıştır. Ama realin orada 10 katlı bir yapıdan elde edilecek metrekareyi araziye yaysanız ve açık alandan kırpsanız daha mı doğru olur. Burada yatırımcı bir şekilde gelir elde etmek zorunda.
Yani soruyorum size 10 kattan elde edeceği metrekareyi 5 kattan iki katı daha büyük bir arazide elde etmesi daha mı doğru.
Trafiğe getireceği yük zaten var. Yani burada 10 katlı bina olmasa da var. İzmit merkezde trafik düzenlemesinin başarısız olduğunu ben 15 yıldır her platformda söylüyorum. Gereken tedbirler alındıktan sonra bana göre 10 kat az bile. Abartmadan söylüyorum bütüncül bir planlamayla özellikle MİA kapsamında 80 kata kadar çıkılabilir. 10 kat bu arazide sıkıntı çıkartmaz.
Keşke İzmit’imizde 70-80 katlı kent simgesi ve heykel niteliğinde sembol binalar olsa. Ama trafik düzenlemesi, altyapı yatırımları da buna göre olması kaydıyla. Mesela siz İnönü ve istiklal caddelerine 10 katlı binalara izin verirseniz bu olmaz, ama körfez sanayi sitesinin olduğu bölgeleri adeta Newyork gibi Manhattan gibi yapabilirsiniz. Bunun kent siluetine de katkısı olur.
Kısaca bunlar bir bütünlük içinde planlanıp tasarlanmalı.
Önümüzdeki kentsel dönüşüm süreci bunun için bir fırsat.
Özetle;
Real’in oraya gelene kadar kentimizde yığınla çözüme muhtaç problem var.
Kocaeli’nin problemleri büyük bir vizyonla ele alınmalı ve hayata geçirilmeli.
Böyle kısır ve popülist tartışmalarla mesafe kat edemeyiz.
-Kocaeli ile ilgili şehirde eleştirileriniz oluyordu, şimdi neler düşünüyorsunuz?
Aynı eleştirilerimi hala muhafaza ediyorum. Kocaeli üreten bir şehir ve şu an hak ettiği yerde değil. Ben o dönem RTE Kocaeli için bir şanstır bu iyi değerlendirilmedir diyordum. Çünkü geçmişinde belediyecilik olan bir Başbakan var, bu bölgeyi iyi biliyor, her türlü desteği vermeye hazır ama bunu değerlendiremiyoruz dediğimde Kocaeli’ndekiler beni adeta linç etmeye kalkıştılar. Bu önemli değil benim için. Kimsenin duymak istediklerini söylemek zorunda değilim, kimseye yaranma mecburiyetimde yok. Ben Erbakan Hocamın öğrencisiyim, böyle öğrendim böyle de devam ederim. Önemli olan; dediğim her konuda haklı çıkmamdır. Keşke haklı çıkmasaydım da bugün Kocaeli arzu ettiğimiz noktada olsaydı.
-Önümüzdeki seçimlerde Kocaeli içinde bir düşünceniz var mı? Kocaeli’nde aktif siyaset düşünüyor musunuz? Bir planınız var mı?
Uzun vadeli hesaplar ve planlar yapan biri olmadım.
Uzun vadeli hesaplar yaparken "vade"nin dolabileceğini hatırdan çıkarmamalıyız.
Ben şu olacağım bu olacağım, aday olacağım v.s demeyi uygun görmüyorum.
Siyaseten pek çok görevim oldu. Bu görevlerde hiçbirine kendim talip olmadım.
Bundan sonrada olmam.
Tabii ki bu kentte daha fazla hizmet etmek istiyorum. Bu yüzden kentim için üretmeye devam ediyorum.
-Şu an neler yapıyorsunuz?
Öncelikle ekonomik olarak ayakta durmaya çalışıyorum. Bunun haricinde kendi uzmanlık alanım ile ilgili çalışmalarımı sürdürüyorum. Ankara Büyükşehir Belediyesi Şehir Araştırmaları merkezinde bilim kurulu üyesiyim. Burada önemli çalışmalar yapıyoruz. Bunun haricinde bu alanda pek çok konferans ve organizasyonda katkı veriyorum. Son olarak İstanbul’da Cumhurbaşkanlığı himayesinde 60 ülkeden uzmanların katılımıyla gerçekleştirilen Uluslararası Şehir ve Sivil toplum zirvesinde Bilim Kurulu Üyesiydim ve bir oturumunda da moderatördüm. Şimdi başka bir uluslararası zirvenin hazırlıklarını tamamlıyoruz, Mayısta hayata geçirmeyi planlıyoruz. Burada amaç özellikle Kentsel Dönüşüm sürecinde doğru bir şekilde yol alınması için devletimize katkı vermek.