O Açıklama Doğru Değil!

AHMET AKÇAALAN'IN KÖŞE YAZISI

Abone Ol

Ben gazeteleri, futbol takımına benzetiyorum.

Tek başınıza bir hiçsinizdir,

Başarı asla gelmez,

Takım olmanız gerekir,

Her maçın starı ayrı olmalıdır.

Her ekip arkadaşımın, mesleki bir hayali olmalıdır.

Kimse kimseyi engelleyemez,

Bir fikri mücadelesi olması gerekir.

Kendine bir dava edinmelidir.

*

Bir uyum gerekir.

Şükür ki bu uyumu yakaladık.

Bugün Kocaeli Gazetesi’nin ilk günden itibaren özgül bir ağırlığı oldu bu şehirde…

Bir tek belediyeye dahi sırtımızı yaslamadık.

Mış gazeteciliği asla yapmadık.

Kim nasıl adım attıysa, aynı adımla karşılık verdik.

*

Çöp konusunda, Kandıralıların sonuna kadar yanında olduk,

Yıldız Demir Çelik’te Kartepelilerin yanında durduk,

Liman tartışmalarında Körfezlilerin sesi olduk,

Bir ihale oldu, Orhaniye Köyü sakinlerinin sesi olduk,

Bunun gibi daha niceleri…

*

Tarafsız mıyım?

Bu köşe taraflı, benim inandığım ilkeler,

Benim bir tarafım, davam var.

Asla saklamadım.

Bunun bedelini defalarca ödedim,

Ödüyorum.

Aynı çizgide öleceğim.

İnanmadığımı kimse yazdıramaz.

*

Bugün Kocaeli Gazetesi ise tam tersi,

Adil bir çizgide yayınına devam ediyor.

O kadar meslektaşım ile çalıştım,

Kimse Ahmet Akçaalan, patronculuk yaptı diyemez,

Abi, kardeş olmaya çalıştım,

*

Ben artık futbol dili ile antrenörüm,

Yıllardır yerel medyaya emek veren Gülşah Yücel, bu takımın kaptanı…

Kendisi ile ilk görüşmemizde “Gülşah, kendi gündemini oluşturmaya varsan buyur bu gazete senin” demiştim.

İlk günlerde biliyorum ki, Bugün Kocaeli Gazetesi’nin anlattığım yayın çizgisinde ki; “Bir parti hariç her haberi girebilirsin” cümlemi “O kadar var mı?” diye haber özgürlüğünü test ettiğine eminim. O günden itibaren, yaşayarak gördü.

Gazetemizi istediği yayın çizgisinde yönlendiriyor.

Çünkü Gülşah Yücel’in vicdan terazisi benden daha güçlü,

Daha adil bir gazete olmamız için elinden geleni yapıyor.

“Bazen bu haberi girmeyeceğim der” sen bilirsin derim.

Şuan Bugün Kocaeli Gazetesi’nin resmen sırtlıyor.

Bazen Gülşah Yücel’in yaptığı haber için arıyorlar. Ben “bir detayını öğreneyim” diyorum, “Nasıl yani haberin yok mu?” diyorlar. Ve anlamak dahi istemiyorlar.

Gülşah Yücel, her gün yeni bir özel açıklama ve özel röportaj ile sadece Bugün Kocaeli Gazetesi’ne güç katmıyor. Yerel medyanın çıtasını yükseltiyor. Bazı arkadaşlara da köşe yazacak gündem veriyor.

Spor Müdürümüz Ömer Faruk Güler şuan spor basınında ilkleri yapıyor. Bir tek haber 1 milyon etkileşim alıyor. Spor camiasından defalarca telefon alıyorum.

İlayda Çabuğ, her partiye koşuyor, her kongrede, her toplantıda kendisini hissettiriyor, şehrin siyasetini takip ediyor. Kenti ilmik ilmik öğreniyor. Ve gelecek yıllarda daha da güzel işlere imza atacak.

Bugün Kocaeli Gazetesi, 1 yıl önce ise müthiş bir güç kazandı. Gökyol – İnşaat ve Sanayi A. Ş.’nin sahipleri Tuncay Arıcan ve Ferudun Duman ile yaptığımız ortaklık ile kurumsal markamız iki kat güçlendi. Hala kurumsallık noktasında yapacaklarımız var. Onlarla yaptığımız toplantılarda, yapacaklarımızı anlattıkça ekip olarak heyecanlanıyoruz. Hem Tuncay Arıcan’a hem Ferudun Abiye bizlere kattıkları kurumsal güçten, destekten dolayı gönülden teşekkür ederim.

*

Biraz uzattım farkındayım ve gelelim konumuza,

Gülşah Yücel, kendi emeği ile bu kentin en önemli isimlerinden Sefa Sirmen ile görüştüğünü ve röportaj ayarladığını söyledi.

Sevindim,

Röportaja bende katıldım.

Mükemmel iş çıkardı.

11’în üzerinde haber çıkardı.

Sirmen’in bir haberine 320 bin üzerinde etkileşim aldık.

Hala bu kentte karşılığı var.

*

Her açıklamasını tek tek haber yaptık.

Büyükakın’ı övdü haber yaptık,

Hürriyet’i eleştirdi haber yaptık,

Karaosmanoğlu’nu eleştirdi haber yaptık..

Ne söylediyse aynen aktardık.

Gülşah Yücel, cevap hakkını kullanmak isteyenleri tek tek aradı. Dedim ya vicdan terazisi benden daha güçlü, ben bazen acımasız olabiliyorum.

*

KARAOSMANOĞLU’NUN OĞLU’NU SİRMEN İŞE SOKMAMIŞ…!

İşte İbrahim Karaosmanoğlu hakkında yaptığı açıklamalarla ilgili çok telefon aldım. Özellikle Sefa Sirmen, İbrahim Karaosmanoğlu’nun oğlu hakkında “Senin oğlunu ben İZGAZ’a işe aldım” ifadesini kullandı.

Meğer öyle değilmiş…

Evet yanlış okumadınız.

İbrahim Karaosmanoğlu’nu oğlu İZGAZ’da işe girmiş bu kısım doğru ama işe sokan Sefa Sirmen değil.

Neden böyle söyledi bilmiyorum.

Kurum ilkelerimiz kapsamında bu düzeltmeyi yapmak zorundayım.

Karaosmanoğlu’nun oğlunun işe giriş tarihi 8 Nisan 2009.

Yani İZGAZ özelleştikten 4-5 ay sonra işe giriyor.

İşe girmesinin sebebi ise BAYMİNA isimli enerji şirketinde işe başlıyor. İZGAZ satılınca BAYMİNA şirketli buraya yönlendiriyor.

2002 yılında başkanlığı bırakıp,

2009’da işe başlayan birisini nasıl İZGAZ’a sokabilirsiniz?

Sanırım Sirmen, bilgileri karıştırdı.

Kasıtlı olarak böyle bir ifade kullanacağını düşünmüyorum.

Bunu mesleki olarak düzeltmek, doğrusunu yazmak zorundaydım.  

Kamuoyunun bilgisine…