Bizim dinimiz vatanı imandan sayar. Vatan insanın sadece doğduğu yer değildir bilakis onun korunması, dinin ve insanlığın korunmasıyla eşdeğerdir. Türk, vatanını korudukça orada inancı kuvvetlenir, kök salar, güç ve istikrarı artar.
Boykot, sokak gösterileri, haksızlık ve ortaya bir malzeme olarak atılan “adalet”… Son günlerde kulağımızı tırmalayan mefhumlar olunca, birkaç kelam etmek istedim. Ülkemize yapılan komploları, düşmanca eylemleri, sömürgeci teslimiyet anlayışının dayatılmasını, fikirsiz bireylerin adeta kusar gibi fikir beyan etmelerini kabul etmiyorum.
Halkı kışkırtma, mesnetsiz fikirlerine destek arama, ekonomik baskı ve yaptırımlar, terör eylemlerinin desteklenmesi, örgütlenmesi ve yönlendirilmesi, siyasi ve propaganda ortamı yaratılması, Türkiye Cumhuriyeti'nin bilimsel ve teknolojik gelişmeler edinmesine karşı koyma ve kültürel işgal… Bu denli büyük bir öfke ve düşmanlığın kökleri sizce neye dayanıyor? Cevap: Amerika ve uşaklarının hegemonik yapısında ve ülkemizin stratejik konumunda ve bol kaynaklarında yatmaktadır.
Bu ülke her zaferinden sonra bir sınava tabi tutulmak zorunda bırakılıyor. Adalet arayan, hegemonik karşıtı ve mazlumları destekleyen yapısı nedeniyle çok sınav veriyor.
Ülkemizin yakın tarihi, Amerika'nın komplolarının, düşmanca eylemlerinin ve müdahalelerinin açık bir belgesidir. Bu listeye şöyle bir göz atmak bile söz konusu ülkenin ne kadar kibirli olduğunu, yüzündeki yalan maskesini düşürdüğünü ve diğer ülkelerde işlediği suçlara bakmaksızın kendisini dünyadaki kötülük merkezi ve ekseni olarak tanıtmaya yeter. Bugün yaşadığımız her sıkıntı biri ya da birileri üzerinden doğrudan Amerika’ya hizmet ediyor.
Vatanı, hakkı ve adaleti savunmak güzel ve yüce hedefleri gerçekleştirmenin bir aracıdır. Bu savunma topluma, birlik ve düzene zarar vermez aksine birleştirir ve koruyucu bir güç oluşturur.