Çetin Gürol'un Köşe Yazısı

Körfez Fatih Aile Sağlığı Merkezinde dün saat 14.45 sıralarında televizyon ekranlarında sık sık gördüğümüz bir olay gerçekleşti.

Nedeni bilinmeyen bir sebeple ki, nedeni olursa olsun asla kabul edilmeyecek bir şekilde 3 hekim saldırıya uğradı.

Ama ne saldırı. Parmaklar, kaburgalar kırıldı, boğulma tehlikesi geçirdiler. Yetmedi ısırıldılar.

Tüm bu olaylara maruz kalan 3 hekimimiz.

Sadece sağlıkta değil, şiddet olayının gerçekleştiği her olayda faillere asla ceza indirimi olmadan tutuklanmalılar.

Nedir böylesi öfke.

Bizlere şifa olan hekimlerimize nasıl böylesi bir şekilde saldırı gerçekleşir.

Olmaz, olamaz.

Sonra kimse şikayet etmesin.

Hekim yok diye.

Gider kardeşim gider.

Teröre karşı da, şiddet konusunda da daha sert toplumsal duruş sergilemeliyiz ki, yasalarımızda ona göre daha sert hale getirilsin.

Yoksa olay sonrası protokol ziyaretlerde sonrasında unutulup gider.

Her seferinde bu son olsun, şiddeti kınıyoruz, takipçisi olacağız, bunu yapanlar insan değil, adalet en ağır cezayı verir deriz ve sonra mı ellerini kollarını sallayarak dışarı çıkarlar.

Bazı ülkelerde hiç şiddet olayı görmüyoruz. Niye mi çünkü cezalar çok ağırda ondan.

Şimdi bu olayda bir kişi hayatını kaybetseydi ne olacaktı.

Bizim lise yıllarımızda Milli Savunma dersimiz vardı.

İşte şiddet nedir, sonuçları ne oluyor ve en önemli de cezaevi süreci ile ilgili psikolog, emniyet mensubu ve infaz görevlisi ( gardiyan) oluşan bir heyet ders vermeli liselerde.

Bizde bir tabir vardır; birisi mezara diğeri cezaevine diye.

Bunu önlemek herkesin başına bir polis dikmekle olmaz.

Bu toplumsal farkındalık ile olur.

Kaldı ki, görüntüleri izleyince bazı vatandaşların olayı ayırmak yerine etrafta dolanması da acaba başıma ne gelir düşüncesinde olduğunun apaçık bir göstergesi.

Başta sevgili kardeşim Aile Hekimi A.M. Kazan olmak üzere saldırıya maruz kalan hekimler S. Erişti ve Y. Sarıkaş’a acil şifalar diliyorum.

Şifa dağıtanlara saldırı oldukça yabancı dil kursları hekimlerle dolar, sonrada yurt dışına giderler.

Bizlerde Kulak Burun Boğaz randevusu için şimdi 15 gün sonraya gün alabiliyoruz, heralde bu bekleyiş bir aya çıkar.

Bu konuda daha sert yaptırımlar için sevgili siyasiler elinizi tutan yok.

Emeklilerin beklediği madde gibi bu şiddeti önlemedeki daha sert yasaları çıkarın lütfen.

Bu görüntülerde olayın basıl vahşice gerçekleştiğini gösteriyor.

Bu olayda sadece Türk Sağlık Sen Kocaeli Şubesi Başkanı Ömer Çeker’den bir ses çıktı.

Nerdesiniz beyler, birisi ölünce mi ses çıkaracaksınız diye sormamdaki nedene gelince, muhtemelen savunması gereken sivil insiyatifte ya tatilde sayfiye yerindedir yada beleş bir yemekte.

Bizimkiler öyle de sizinkileri bilemem.