Hedef Diyanet Değil İslamiyet!

İbrahim İnanç Çakıroğlu'nun Köşe Yazısı

Abone Ol

Hukukçu görünümlü bir takım tetikçi yine o bildik masal olan ‘’Nefret Söylemi’’ üzerinden görünürde Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a, aslında İslamiyet’e dil uzatma cüretini gösterdi. Üstlerine vazife olan konularda görünmeyen ama konu fitne olunca geri kalamayanlar Diyanet İşleri Başkan’ının Cuma Hutbesinde Allah kelamı olan bir cümleye takıldılar. ‘’Eşcinsellik, nikahsız yaşam, zina’nın haram olması ‘’ gibi İslamiyet’in kati şekilde reddettiği şeyleri bahane ederek o lağım ağızları ile Çağlar ötesinden gelen bir ses diye iğrenç bir ithamda bulundular. Ayrıca bunu yaparlarken de havariliğini yaptıkları demokrasiye aykırı bir şekilde üyelerinin birçoğunun haberi ve rızası olmadan basına servis ettiler. Ya kardeşim siz kime sordunuz böyle bir hadsizlik yapalım mı diye. Yaptığınız alçaklık kimin hoşuna gitti hiç düşündünüz mü?

Amacım Ali Erbaş’ı desteklemek, aklamak falan değil. Onu peşin peşin söyleyeyim. Faiz ile ilgili açıklamaları, hırsızlığa, arsızlığa karşı suskunluğu, Allah’ın evi olan Camiye sağlık gerekçesi ile alınmayan halka örnek olmak dururken özel olarak kendi cemaati ile girmesi benimde sonuna kadar eleştirdiğim hususlardı. Gel gelelim Ali Erbaş’da senin benim gibi sıradan bir insan. Peygamber, Evliya ya da Enbiya değil. Kusursuz da değil, hata da yapabilir. Ama o lağım ağızlarınızı kutsal ve kusursuz olan İslamiyet’e uzatırsanız iş değişir. Önce şunu bir anlayın: Bu ‘’Tepeden İnme’’ bakış açınızla bu milleti tartmaya çalışıyorsunuz ya! Heh işte o insanlar bunu görüyor ve sizleri gönül otağlarından uzak tutuyor. Kibirli halleriniz, ukala tavırlarınız küçümsediğiniz, hor gördükleriniz tarafından anlaşılıyor. Ülkenin her müşkül durumunda sığınılan o insanlar bu yapılanlardan bıktı usandı ama siz küresel ya da Avrupa özentisi uşaklar, bu insanların kutsallarına dil uzatmaktan bıkmadınız. İşgal ettiğiniz konum gereği kutsallara açık açık saygısızlık yapabileceğinizi sanıyorsunuz. Bu şerefsizliğinize dur diyecek birileri var. Sonsuza dek de var olacak. Yırtınsanız da, çıldırsanız da, kudursanız da olacaklar.

Şimdi bunları anladığınızı umuyor ya da ummak istiyorum. Diğer hususa geçmek istiyorum.

Bu ülke de inancı gereği Müslüman olduğu halde Eşcinsellere, nikahsız yaşayanlara vs. dokunmayan insanlar çoğunlukta. İnsan olması sebebi ile kimse ilişmeyi kendine bir hak görmüyor. Hatta zarar vereni de alkışlamıyor. Öldürmek, dövmek gibi bir niyetleri de yok ama kimse de bu ahlaksız yaşam tarzını benimsemek ya da meşrulaşmasına izin vermek zorunda değil. İyi bir mümin öldürmekten, zarar vermekten uzak durur ama bu haramın sıradanlaşmasına da göz yumamaz. Ayrıca Mümin ile Müslümanı da ayırmak gerekir. İslamiyet’in kutsallığını Müslüman’ın hataları ile eleştiremezsiniz. Maalesef sizin gibi ufku dar, anlayışı kıt insanlardan dinimize inanmış ya da inanmış gibi görünenlerde azımsanmayacak kadar az değil. Çağdaş görünümlü yobazlardan farksız bir şekilde değiller. Nasıl ki Laikliği doğru algılayamamış dindar görünümlü bir kesim bunu din düşmanı olarak görüyor ise kendisini Çağdaş sanan zavallılar da İslamiyet’i kendi gibi yobaz olan bu gruplar ile karşılaştırıp yanlış yorumluyor. O yüzden bu sığ tartışmalar bu kafasız zihniyetler oldukça devam edecek. Ama unutmasınlar ki sonunda iyi ve gerçekten inanmışlar ile yaratıcı olan Allah kazanacaktır.

Çağlar öncesinden geldiği şeklinde ithamda bulunduğunuz o dinin kutsal kitabını biraz inceleseniz ne kadar ahmak olduğunuzu görebilirsiniz. Mesela Yasin’i Şerif’in Türkçe mealinin Ayetlerine bakmanızı öneririm. Çağlar sonrasına mesajlarını görebilirsiniz.

İbn Rüşd’ün, Faslül Makal eserini okuyup İslam’ın Felsefeye bakış açısının ne kadar olumlu olduğunu diğer Alimlerden alıntıyla birlikte görebilirsiniz. Meşhur Papaz Ernest Renan’ın İslamiyet’i aşağılamak için hazırladığı kitapçığa karşı Vatan Şairimiz Namık Kemal’in Renan Müdafaanamesi adlı eserinde saçmalıklarla dolu Renan ve Avrupa tezlerinin nasıl çürütüldüğüne şahitlik edebilirsiniz. İbn Haldun’un Devlet, Nizamülmülk’ün Siyasetname adlı eserlerinde İslamiyet’in temeli olan Adalet mekanizmasının ne kadar önemli olduğunu gözlemleyebilirsiniz. Yani demem o ki öğrenmek için yeter ki isteyin. Çünkü yeterince eser bulabilirsiniz. Endülüs Alimlerini okusanız anlamanız için yeterli gelir zaten. Arap coğrafyasında kızların diri diri toprağa gömüldüğü vakitlerde inen Kuran-ı Kerim’in bu vahşi uygulamayı kaldırdığını bilmek bile sizin ahmaklığınızı gözler önüne sermek için yeterde artar bile. Çağlar ötesinden gelen diye itham ettiğiniz o ses İslamiyet’in sesi değil. Esasen Çağlar ötesinden gelen ses savunduğunuz ahlaksızlık ve cehaletin sesidir. Diplomalı Merkepten farksız olan sizlerin düştüğü durumu anlamanız için A. Nihat Asya’nın Natını hediye ediyorum.

Ne güzel diyordu Bayrak Şairimiz Arif Nihat Asya NAAT

. Biz bu dünyadan nereye

Göçelim Ya Muhammed

Yeryüzünde, riya, inkar, hıyanet

Altın devrini yaşıyor.

Diller, sayfalar, satırlar

Ebu Leheb öldü diyorlar

Ebu Leheb ölmedi ya Muhammed

Ebu Cehil kıtalar dolaşıyor!....