GÖNLÜMDE AÇAN BİR ÇİÇEK FÂTIMA

FATMA HALE YILDIRIM

Abone Ol

“Bir söz okumuştum bundan yıllar önce papatyaların öldükten sonra koktuklarını anlatıyordu. Bir ölüm ancak bu kadar güzel kokabilirdi. Sonra düşündüm kendi kendime kimdir bu dağ çiçeği diye ve anladım ki bembeyaz yapraklarıyla ruhumu saran bir çiçekti Fatıma.”

Bu hafta ashabın yıldızlarından, vahyin ışığında yetişmiş bir çiçeği, sabırlı, kanaatkâr, iffetli ve çok özel bir kadını analım. Hz. Peygamberin biricik kızı Fâtıma’yı… Onu anlayarak bir zamanlar Asr-ı Saadet’e uygun İslâm kadını kimliği oluşturmak için verdiğimiz mücadeleleri ve köşeleri sırmalarla işlenmiş münevver hayallerimizi hatırlarız belki.

Asıl adı Ümmü’l-Haseneyn Fâtıma bint Muhammed ez-Zehrâ1 olan Hz. Peygamber’in en küçük kızı Fâtıma, birçok kaynakta zikredilmiş, İslâm eserlerine konu olmuş, adına devlet kurulmuş, toplumlara yön veren güzide bir şahsiyettir.

Zehebî’ye göre künyesi “Ümmü Ebîhâ”dır. Ümmü Ebîhâ, “babasının annesi” mânasına gelir. Resûlullah’ın Fâtıma’yı anne sevgisiyle de sevdiğinden dolayı ona bu şekilde hitap ettiği bilinmektedir. Fâtıma’nın “beyaz, parlak ve aydınlık yüzlü kadın” anlamında Zehrâ olmakla beraber “iffetli ve namuslu kadın” anlamındaki Betûl lakabıyla anıldığı da görülmektedir.2

Hz. Aişe “babası hariç, Fâtıma’dan daha faziletli kimse görmedim” diyerek onun irfanına ve itibarına onurlu bir damga basar. Faziletli bir kadının dik duruşu medeniyetin temiz sokaklarını kurar. Bu güzel hasletle yoğrulmuş her kadın bilir ki toplumun her meydanı er meydanıdır ve ahlaksızlığın harman olduğu yerler değildir.

Fâtıma özgüvenli, bilgili ve iyi bir hatiptir. O, toplumda edilgen değil etken bir rol alan, sınırlarını bilen, sair kimselerin tanımladığı gibi cahil, özgüvensiz geleneksel bir Müslüman kadın profilinden oldukça uzak bir görüntü sergilemektedir. Annesi Hatice’den aldığı güç ve Allah Resul’ünün desteği ile vahiy temelli şahsiyete sahiptir.

Babasının “Fâtıma benden bir parçadır. Ona eziyet veren bana eziyet vermiş olur. Onu sevindiren beni sevindirmiş olur.” dediği can parçasıdır.3 Onun sadakatini, tevazu ve zekâsını ve güzel ahlakını anlatmaya belki kelimelerimiz yetmez ama sürdürdüğü örnek yaşamıyla her birimize birer fazilet numunesi teşkil ettiği kaçınılmazdır.

Bizler bugün Fâtıma’yı örnek alarak gerçek bir Müslüman şahsiyeti oluşturabilir 1980 ve 1990’lı yıllarda tasavvur ettiğimiz sade, gösterişten uzak, bilgili ve donanımlı kadınlar oluşturma arzusuna yeniden kavuşabiliriz. Aslında kural basit; vahiy merkezli şahsiyetlerden hisse çıkarmak ve onları tanımak. Onları tanımak, onları anlamaktır. Onları anlamak onlar ile yaşamaktır. Anlamak ise tanımanın ilk şartıdır.

Gönlünüz daima Allah’ın sevdiklerinin muhabbetiyle dolsun…

1 https://islamansiklopedisi.org.tr/fatima

2 Ebû Nuaym, II, 39

3 Tirmizi, 3867