14 Kasım Perşembe günü Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nde, CHP grubu dikkat çeken bir önerge verdi. Önerge, AK Parti Hizmet İlçe Başkanı Halil Dokuzlar’ın kardeşine ait olan Dokuzlar Bakliyat’ın aldığı iddia edilen ihaleyle ilgiliydi. CHP grubu, ihalenin şeffaflığı ve kamu kaynaklarının kullanımı konusundaki sorularını meclis gündemine taşıdı.
HALİL DOKUZLAR'DAN AÇIKLAMA GELDİ
Meclis toplantısı sonrası Halil Dokuzlar, iddialara yönelik bir basın açıklaması yayımlayarak CHP’yi eleştirdi. Dokuzlar, açıklamasında kendisine ve ihaleye yönelik eleştirileri “halkı incitmek” olarak nitelendirirken, CHP’nin söylemlerini kamuoyunda yanlış bir algı oluşturma çabası olarak değerlendirdi.
GÖKHAN ERCAN’DAN SERT YANIT
CHP İzmit İlçe Başkanı Gökhan Ercan, Halil Dokuzlar’ın açıklamalarına sert bir dille yanıt verdi. Sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, şeffaflık ve kamu kaynaklarının doğru kullanımının önemine vurgu yapan Ercan, şu ifadeleri kullandı:
“Seçim kazanamayan ilçe başkanı Halil Dokuzlar’ın açıklamalarını hayretle ve tebessümle okuduk. Anlaşılan, vatandaşın parasıyla yapılan işler sorgulanınca fazlasıyla rahatsız olmuş. Rahatsızlığını 'birilerini incitmek' olarak adlandırıyor ama biz bu durumu halkın parasına sahip çıkmanın bir gereği olarak görüyoruz.
Bizim bu görüşümüze milletimiz 31 Mart’ta kararını vererek teveccühünü göstermiştir. Siz de halkın bu kararını kabullenemeyince afallayıp sağa sola yalpalamaya başladınız. Kabullenseniz de kabullenmeseniz de halk cevabını verdi. Kendi geçmişinizi ve şirketinizi savunmak ve bunu bir reklam fırsatı olarak görmek yerine, İzmit halkının hakkını savunmayı görev edinseydiniz, 22 yıldır hak savunmayı aklınızın köşesine getirmiş olurdunuz.
Vatandaşların haklarını savunmak, sorgulamak, eleştirmek bizim savunduğumuz değerlerin başında gelir. Tek adaylı kongrelerle, tepeden inme başkanlarla partilerini yönetenler, bırakın CHP’li yöneticileri CHP’li bir tek partiliye bile sorgulamadan bahsedemez.
Prenslikten, krallıktan bahsedenlere açık ve net bir şekilde cevap vereyim. Ankara ve İstanbul’da belediyelerimize açılan soruşturmalar bizi korkutmadığı gibi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu buna ‘Vız gelir tırıs gider’ diyerek gerekli cevabı vermiştir. Göreve gelen tüm belediye başkanlarımız açık ve şeffaf bir şekilde halkın parasını yine halk için kullanıyor. Halk da bunu görüyor. Bizim halkımızdan başka cevap vereceğimiz kimse yok.
Meclis üyemiz Mehmet Nazım Gençtürk, İzmit halkının kendisine verdiği yetki ve sorumluluğun gereği olarak bir önerge vermiştir. Sizin ‘şeffaflık’ dediğiniz 800 bin TL’lik rakamların açıklanması, bizim nazarımızda zaten olması gereken bir durumdur. Bu açıklamanız, ‘Halkın kaynaklarının kullanımını eleştiriyorsunuz ama biz sadece 800 bin TL aldık’ diyerek yapılan işlerin miktarını değil, ahlakını sorguladığımızı anlayamadığınızın bir göstergesidir.
Kendi şirketleri mevzubahis olduğunda telaşa kapılan birileri, bunu kendisi açıklamak yerine kendi yerine cevap verenleri desteklemekten öteye gidemiyor. ‘Ben bir garip muhacırım, bu şehirde yaşıyorum, bu şehirde gömüleceğim’ diyerek hemşerilik bağlarınızı hatırlatıyorsunuz. Allah uzun ömür versin. Ancak biz kişilerin -özellikle siyasilerin- nerede doğup, nerede yaşadığıyla ya da nereye gömüldüğüyle değil; yaşarken yaptığı faydalı işlerle, yaşadığı şehre ve bu şehrin halkına en iyi hizmeti sunmasıyla ilgileniyoruz.
Bu konuda İzmit Belediye Başkanımız Fatma Kaplan Hürriyet'in tüm engellemelere ve iktidar baskısına rağmen halk yararına yaptıkları ortadadır. Halkın sizden bir beklentisi kalmadı. Halka, borçtan, açlıktan, sefaletten başka bir şey vermediniz. Düşün artık halkın yakasından.
Seçim kazanamayan ilçe başkanı Dokuzlar, bir de ‘özel ajanlar’ ve takip edilmekten bahsediyor. Kendisi sanırım çok fazla James Bond filmi izlemiş. Kendisinin bu tür paranoyalarla yaşamını devam etmemesini dilerim. Keza paranoyalar uzun süre devam ederse daha farklı korkular ortaya çıkabilir.
Bizim halkın kaynaklarının nasıl harcandığını sorgularken ‘ajanlara’ değil, kamu vicdanına başvurduğumuzu anlayabilmesi gerekir. Unutmayın, halkın parasıyla yapılan işlerin hesabını sormak bizim görevimizdir ve bu görevden asla vazgeçmeyeceğiz.
Sizler her dönem kayığına binecek bir hoca bulsanız da bizim halktan başka sığınacak limanımız yok. O yüzden bizim küreğimiz halkın menfaatine doğru yol alırken, sizin ‘boşuna kürek çekmeyin’ öneriniz biraz geçersiz kalıyor.Vellhasıl bu mübarek Cuma gününde dilerim ki Allah herkese Halil Dokuzlar garibanlığı versin...”