SİHİR VE BÜYÜ, BÜYÜK BİR GÜNAHTIR
Hutbede, İslam'ın tevhid inancına vurgu yapılarak sihir ve büyünün insanı helake sürükleyen günahlardan olduğu belirtilmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.s), "Allah'a şirk koşmak ve sihir yapmak gibi insanı helâke götüren şeylerden kaçının" buyurarak bu fiillerin ciddiyetini dile getirmiştir.
CİNLER VE GAYBIN BİLGİSİ
Hutbede cinlerin de insanlar gibi Allah'ın kulları olduğu, gaybı bilemeyecekleri ve Allah'ın izni olmadan kimseye zarar veremeyecekleri hatırlatılmıştır. Gaybın bilgisinin yalnızca Allah'a ait olduğu vurgulanarak, falcılık, burç yorumları ve benzeri uygulamaların İslam'a aykırı olduğu ifade edilmiştir.
HURAFELERE VE DİN İSTİSMARINA KARŞI UYARI
Dinîn değerlerini istismar eden, insanların duygularını sömürerek kazç sağlamaya çalışan kişilere karşı uyanık olunması gerektiği hutbede önemle belirtilmiştir. Sihir, büyü, falcılık, muska ve benzeri uygulamalarla meşgul olan kişilerin dinen kabul görmediği, bu tür hurafelere inanmamanın bir gereklilik olduğu vurgulanmıştır.
KUR'AN'IN ŞİFA VE RAHMET OLDUĞU VURGUSU
Allah'ın müminlere şifa ve rahmet olarak Kur'an'ı indirdiği hatırlatılarak, sıkıntı ve hastalıklarda Kur'an'ın rehberliğine başvurmanın önemi anlatılmıştır. Bununla birlikte, tıbbi tedavi yöntemlerinden faydalanmanın da dinen uygun olduğu belirtilmiştir.
ALLAH'A TEVEKKÜLİN ÖNEMİ
Son olarak hutbede, şunlar ifade edilmiştir: "Şifa, başarı, rızık ve kısmet hususunda üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirip sonra Rabbimize tevekkül edelim. Unutmayalım ki, Allah'ın izni olmadan hiçbir kimse ve hiçbir yöntem kişiye ne fayda sağlayabilir ne de zarar verebilir. Takdir, sadece ama sadece Allah'a aittir."
