Diyanet İşleri Başkanlığı, 14 Şubat Cuma günü okunacak Cuma hutbesini yayımladı. Cuma namazı, birlik ve beraberliği güçlendiren hutbelerle daha anlamlı hale gelirken, Müslümanlar dini bilgiler konusunda bilinçleniyor ve farkındalık kazanıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yayımladığı 14 Şubat Cuma hutbesinde önemli konular ele alınırken, inananlar dini bilgilerini tazeliyor ve unuttuklarını hatırlıyor.  İşte 14 Şubat Cuma hutbesinin tam metni!

14 ŞUBAT CUMA HUTBESİ

إِنَّ الَّذِينَ يُحِبُّونَ أَنْ تَشِيعَ الْفَاحِشَةُ فِي الَّذِينَ آمَنُوا لَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ ... وَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: .... لا تَغْتَابُوا الْمُسْلِمِينَ وَلَا تَتَّبِعُوا عَوْرَاتِهِمْ فَإِنَّهُ مَنِ اتَّبَعَ عَوْرَاتِهِمْ يَتَّبِعِ اللَّهُ عَوْرَتَهُ....

MAHREMİYET, İNSANI SAYGIN KILAR Muhterem Müslümanlar!

Her insanın doğuştan sahip olduğu vazgeçilmez temel hakları vardır. Bunlardan biri de mahremiyettir. Yüce Allah'ın temiz bir fıtratla yarattığı beden, insanın mahremidir; dokunulmazdır. Ev ve işyeri, kişinin mahremidir; izni olmadığı ve hukuki bir gerekçe bulunmadığı müddetçe hiç kimsenin giremeyeceği özel alanıdır. Kişisel bilgiler, her bireyin mahremidir; hiç kimse bir başkasının bilgilerini rızası dışında elde edemez ve hiçbir ortamda paylaşamaz. İyiliğe dair bütün değerlerin öğrenildiği aile, her şahsın ve her toplumun mahremidir; saygınlığına halel getirmeye hiç kimsenin hakkı yoktur.

Aziz Müminler!

Mahremiyet dinin sabitelerindendir. Kişiye, zamana, mekâna veya şartlara göre değişiklik göstermez. İslam'a göre mahremiyetin sınırları, Kur'an ve sünnet tarafından belirlenmiştir. Hiç kimse dünya görüşüne göre bu alanı şekillendiremez. Müslüman, öncelikle kendisinin beden mahremiyetini korumakla yükümlüdür. Zira bedenimiz, üzerinde istediğimiz gibi tasarruf edebileceğimiz mülk değildir.

Allah'ın bizlere verdiği büyük bir nimet ve emanettir.

Kıymetli Müslümanlar!

Cenab-ı Hak, eşler arasındaki mahremiyeti

anlatırken هُنَّ لِبَاسٌ لَكُمْ وَأَنْتُمْ لِبَاسٌ لَهُنَّ "Eşleriniz,

elbisenin bedeni koruduğu gibi sizleri haramdan koruyan bir örtüdür; sizler de aynı şekilde

eşleriniz için bir örtüsünüz."¹ buyurmaktadır. Evet, ailede kadın ve erkek, birbirlerinin kusurlarını örten, sırlarını saklayan iki sırdaştır. Dolayısıyla Müslüman, gerekçesi ne olursa olsun eşinin özel hallerini ve çocuklarının mahremiyetini dijital mecralar dahil hiçbir ortamda paylaşmamalıdır. Şu hususu asla unutmayalım ki, ailemizin mahrem bilgileri kahvehane ve çay sohbetlerine, magazin, eğlence veya yemek programlarına konu olacak bir alan değildir. Bu durum hem kul hakkı ihlali hem de Allah'ın haram kıldığı çirkin bir davranıştır. Peygamber Efendimiz (s.a.s)'in uyarısı gayet açıktır. "Kıyamet günü Allah

katında hesabı sorulacak en büyük ihanetlerden biri, kişinin, eşinin mahremiyetini ifşa etmesidir. "2

Değerli Müminler!

EŞİNE “ÇİNGENE” DİYEN KOCA KUSURLU BULUNDU EŞİNE “ÇİNGENE” DİYEN KOCA KUSURLU BULUNDU

Milli ve manevi değerlerimizi koruması ve yarınlara taşıması gereken televizyon, radyo, gazete ve sosyal medya gibi iletişim araçlarının bir kısmı maalesef, kötülüğün yaygınlaşmasına, zina, alkol ve kumar gibi haramların normalleşmesine zemin hazırlamaktadır. Bazı diziler, çizgi filmler ve reklamlar aracılığıyla bedenin teşhiri teşvik edilmekte. ahlaki sapkınlıklar ve cinsiyetsizleştirme özendirilmektedir. Ekranlardaki gündüz programları ise mahremiyet sınırlarının ihlal edildiği, tartışma ve kavgalarla aile bağlarının zayıflatıldığı, aile içinde kalması gereken bilgilerin toplumun önünde günlerce konuşulduğu bir mecraya dönüşmektedir. Bütün bu durumlar, en kıymetli hazinemiz olan aile kurumuna zarar vermekte, özellikle de gençlerimizi yuva kurmaktan korkar hale getirmektedir. Aile üyeleri arasında yeni tartışmalara, toplumda güven duygusunun azalmasına zemin hazırlamaktadır. Haya, iffet ve edep gibi bizi biz yapan ahlaki ve insani değerlerin aşınmasına yol açmaktadır. Yüce Rabbimiz, bu hususta bizleri şöyle uyarmaktadır: "İnananlar arasında hayâsızlığın, ahlaksızlığın yayılmasını arzu eden kimseler var ya; onlar için dünya ve ahirette acıklı bir azap vardır..."

Aziz Müslümanlar!

Evlerin kapılarının kilitli, perdelerinin örtülü olduğu zamanlardan; insanların, ailesinin veya tanımadığı kimselerin mahremlerini rahatlıkla paylaştığı bir döneme geldik maalesef. Böylesi bir çağda herkesin daha fazla duyarlı olma ve sorumluluklarını yerine getirme mecburiyeti vardır. Ekranlar, daha fazla izlenme ve daha fazla reyting alma uğruna kötülüklerin yayılmasına sebebiyet vermemelidir. Herkes, gelişim seviyelerine uygun bir üslup ve örnek davranışlarla çocuklarıma mahremiyet bilinci kazandırmalıdır. Sosyal medyada beğeni almak, takipçi artırmak ve maddi kazanç elde etmek uğruna mahremiyeti ihlal eden paylaşımlar yapmaktan sakınmalıdır. Herkes, insanların özel hayatlarını araştırmaktan, onlarla ilgili yoruın yapmaktan kaçınmalıdır. Dijital mecralarda mahremiyeti dikkate almadan geçirdiği vakitlerin, dünyasına ve ahiretine zarar verdiğini unutmamalıdır.

Sözümüzün sonu Allah Resülü (s.a.s)'in şu

hadis-i şerifi olsun: "...Müslümanların grybetini yapmayın ve onların gizli hâllerini araştırmayın. Müslüman kardeşinin ayıbımı ortaya dökenin, Allah da ayıbını ortaya döker..."

Bakara, 2/187.

Müslim, Nikah, 124,

Nûr, 24/19.

Tirmizi, Birr. 85.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Kaynak: Haber Merkezi