BALIKESİR EDREMİT GEZİ NOTLARI

Ahmet Gökmen'in köşe yazısı

Abone Ol

Uzun zamandır gitmeyi planlıyordum Kasım ayında gitmek nasip oldu.

Yazın hem trafiği hem de kalabalık oluşu beni cazip olmaktan çıkarıyordu.

Yakın bölgede olması, doğası, denizi, kaplıcası ve tarihiyle muhteşem bir şehir Edremit.

İtiraf edeyim ki! Balıkkesir Edremit ve Altınoluk bölgesinin tüm özellikleriniheyecan verici iştahla sosyal medya sayfasında yazan anlatan Çagdaş Kocaeli gazetesinde Nurettin Kolaylı beni bu geziye yazdıklarıyla teşvik etti.

Gitmeden önce kendisinden bilgi istedim, nerde konaklamam, nerde yemek yemem konusunda tavsiyelerine başvurdum.

Özellikle mutlaka gitmem gereken doğal güzellikleri olan ve tarihi yapıları olan yerleri sordum.

Herkesin bildiği üzere Balıkesir zeytinyağı ve zeytiniyle çok önemli bir bölge bunun yanı sıra 28 çeşit peynir çeşitti ve helvası da çok özel bir yere sahip.

Şuanda hem zeytin hasatı yapılıyor hem de mandalina hasatı yapılmakta.

Cuma günü sabah 9 gibi eşimle yola çıktım, Cuma namazını Edremit’e yakın Havran ilçesinde kıldım.

Cuma namazını havran’ın tarihi mescit camiinde kıldım hiç kuşkusuz dikkatimi çeken Camide üç ya da beş tane genç olduğunu geri kalanı orta yaşın üzerinde insanlar olduğunu farkettim.

Havran da çok vakit kaybetmeden birkaç kilometre ötede Edremit’e geçiş yaptık.

Edremit merkezde bulunan Nurettin bey’in tavsiye ettiği Lokanta Bahar’a öğle yemeği için uğradık.

Sadece 2 çeşit yemek yiyerek karnımızı doyurmaktansa azar azar en çok sevilen tüketilen yemeklerden tatmayı tercih ettik.

Bizim yediğimiz Menüde; Taş fırında kuzu sırt, Dana taskebabı, Kuzu kavurma pirinç pilavı, ve isli köz patlıcan yanına da birer kişilik taze salata vardı.

İçecek olarak da yöresel ekşi ayran ve Ev baklavası yedik yemek çeşitleri harikuladeydi Baklava için çok olumlu diyemeyeceğim kişiden kişiye damak tadına göre değişebilir.

Gezi rotamızın ilk ziyaret yeri Altınoluk Zeus Atları zirvesine çıkmak oldu, tüm şehri kuş bakışı seyrediyor, muhteşem çam ağaçları arasından doğayı içinize çekerek yaklaşık 10 dakika yürüyerek çıkıyorsunuz.

Zirvede biraz zaman geçirdikten sonra Zirveye yakın olan Adatepe köyünde dolaşıp tarihi yapısını yakından inceledik.

Bizim gezdiğimiz sırada film çekmek için gelen bazı prodüksiyonlar yer keşfi yapıyordu. Sokakları taştan evleri taştan özel bir tarihi yapısı vardı.

Cuma günü öğlen saatlerinde geldiğimiz Edremit’te yarım günlük gezimize ara vererek Kalacağımız kaplıca otele yerleştik.

Hem fiyat uygunluğu hem de temiz ve güzel olduğunu tavsiye üzere gittiğimiz Entur kaplıca otelde ilk olarak akşam yemeği ile girişimizi yaptık.

Kaplıca’nın bir çok özelliği de mevcut ve hepsi de ödemeye dahil olarak hizmet veriyor, Bay, bayan kaplıca havuzu ve Saunası oda servisi bir evde bulunacak tüm konfor odalarında mevcut kişi başı gecelik ücreti 2 bin TL olarak hizmet veriyor.

Cumartesi günü kaldığımız kaplıca otelden sabah 10 gibi çıkış yaptık, isterseniz otelde öğlen 12’ye kadar kalabiliyorsunuz.

Edremit’te yol üzerinde mandalina bahçelerinden geçerken mandalina kokusu tüm genzinizi sarıyor.

Bir bahçede hasat yapan kadınları görüp durduk, dalından parasıyla bir kasa mandalina aldık, bizim oralarda fındık toplayan insanlar gibi dalından makasla keserek hasat yapıyorlar.

Edremit’in pazarında kilosu 50 TL’ye satılırken biz kilosunu 22,5 TL 2ye aldık

Daha dalından yeni koparılmış tap taze mandalina o kadar lezzetli ki çocukluğumda hatırladığım hormonsuz mis gibi kokan tadı alıyorsunuz.

Gezi rotamıza devam ediyoruz, bu sefer Altınolukta bulunan Cam terasa doğru yola çıktık Cam Terasa çıkmadan önce Altınoluk merkezde açılan genellikle köylülerin açtığı pazara uğradık.

Pazarda daha yeni hasatı yapılmış şişede vurulmak üzere satılan siyah zeytin aldık, Kocaeli de Perşembe pazarında 120 TL ye satılan taze hasatın burada fiyatı 70 ile 80 TL arasında değişiyor.

Pazardan, yine bu bölgeye ait nar ve kestane de aldık, satılan ürünlerin fiyatları Kocaeli bölgesine göre %20 daha düşük satış yapılıyor.

Cam terasa aracımızla 15 dakika bir sürede ulaştık, öncelikle şunu ifade etmeliyim Cam teras olmasa bile bu alanın kendi başına manzarası muhteşem.

Manzarayı cam teras dışında buranın Cafe işletmesinden de izleyerek çayınızı yudumlayabilirsiniz.

Giriş ücreti bedava diyecek kadar ucuz 35 TL Cafe de satılan yiyecek içecekler de çok uygun işletme belediyeye ait.

Manzaradan Şahindere kanyonu’nu görebiliyor aynı zamanda Altınoluk ilçesini ve denizini seyredebiliyorsunuz.

Gezi rotamızın devamında Cam teras ile girişleri bir birine yakın olan Şahindere kanyonuna 105 TL ücret ödeyerek giriş yaptık.

Buraya gelmek isteyenler için açık bir şekilde ifade edeyim, biz ilk defa geldiğimiz için görevlinin yollar girişte gösterdiğim gibi abi diyerek bizi gönderdi ama siz yollara güvenmeyin bu yollara ancak arazi aracıyla girilebilir ve buraya bu mevsimde değil yazın gelmenizde fayda var.

Girişte bize herhangi bir tehlike uyarısı yada yabani hayvan çıkma olasılığını söylemediler, ormanda ilerlerken ara ara tabelalarda durmak yasak, piknik yasak, ateş yakmak yasak tabelası görsekte yabani hayvan uyarısı yoktu.

Kanyona doğru yol bozuk olduğu için yavaş yavaş ilerlerken Eşim birden panik yaptı ve bana sessizce eliyle işaret ederek birşeyler göstermeye çalıştı.

Birde ne görelim yolun alt tarafından ağaçlar içerisinden yolun üst tarafına Yabani Ayı geçti biz birden duraksadık elime telefonu alıp çekmek bile aklıma gelmedi ne yapacak diye öyle kaldık.

Yere oturdu masum bir çocuk gibi boynunu bize çevirip gözlerimizin içine baktı, tam elime telefonu aldım çekecektim ki! Ormanın içine doğru ilerledi.

Hayatımızda ilk defa doğal yaşam ortamında yabani Ayı görmüştük, şaşkınlık içinde yolumuza devam ettik.

Kanyona inmeden önce tahta seyir terasa denk geldik, yine muhteşem bir manzara eşliğinde Allah’a bahşettiği bu güzellikler karşısında şükrettik.

Şahindere kanyonuna indik ama bizim için hayal kırıklığıydı, kanyonda su kalmamış mevsimsel olarakta gezilecek gibi değil en önemlisi bizden başka kimse yok ve çok sessizdi yolda ayı görünce kanyona girmek çok riksli olduğu için geri döndük.

Gezimizin son rotası olan Altınoluk ile Edremit arasında yer alan Güre’de Hasan Boğuldu şelalesi ve göletine yola koyulduk.

Hasan boğuldu göletine giderken köy yollarından ve yolları takip eden zeytin ağaçlarının içinden zeytin hasatı yapan insanları seyrederek gidiyorsunuz.

Hasan boğuldu göleti Güre merkezden 15 Dakikalık mesafede, alana giriş ücretli ama çok pahalı değil kişi başı 35 TL ücreti var.

Girişe araçlarınızı park ediyorsunuz bu arada park ücreti yok, sizi ilk olarak dere üzerinde köprü köprünün altına akan çok güzel bir şelale karşılıyor.

Hasan boğuldu göletine ulaşana kadar küçük, küçük şelaleler ve akarsu kenarından yürüyerek ulaşıyorsunuz.

Gölet bölgesinde köylü pazarı ve Kafeler mevcut, çay 25 TL Türk kahvesi 50 TL ne çok pahalı ne de çok ucuz ama özellikle yazın serinlemek ve piknik yapmak isteyenler için çok güzel bir bölge.

Beş dakika yürüdükten sonra Hasan boğuldu göleti ve şelalesine ulaştık buranın hikâyesinin fotoğraflarını yazıya ekledim.

Hasan boğuldu Göleti ziyaretimizden sonra Güre merkez’e doğru dönerken Yine Nurettin bey’in tavsiyesi üzerine Bölgenin önemli firması Ferhatoğlu zeytinyağı ve zeytin Fabrika satış merkezine uğrayarak Zeytin ve Zeytinyağı aldık.

Hem fiyat bakımından hem de ürünlerin doğal ve lezzeti bakımından çok güzel, tavsiye edildiği kadar var.

Ve artık rotamızın sonuna geldik, Yine Nurettin bey’in tavsiyesi üzerine Edremit merkezde bulunan Cumhuriyet Lokantasında akşam yemeğini yedik.

Cumhuriyet Lokantasında da tek çeşit değil her şeyden az, az alarak lokanta Baharda olduğu gibi bir tabak hazırlattık.

Yemeğin aroması ve tadı gerçekten her yerde yiyebileceğiniz yemeklerden değil, Cumhuriyet Lokantasından yemekten sonra gelen Ekmek kadayıfı kaymağı ve tatlıyı yerken aldığımız haz çok güzeldi.

Açıkçası iki Lokanta arasında tercih yapmak gerekirse Lokanta Bahar’ın yemekleri benim için daha güzeldi diyebilirim.

Balıkkesir de 1.5 günde gezebileceğimiz yapabileceklerimiz bu kadardı, daha köfteci Hilmi’ye uğramadık.

Ve gezilecek birçok rotaya zaman yetmediği için gidemedik, birda ki sefere inşallah gezip görmek ümidiyle SELAMETLE …